KOMŞUN SANA NE DİYOR?

 



Aysel orta yaşlarında kumral bir hanımdı. Saçlarını omuz hizasında keserdi hep. Gözleri de saçları gibi koyu kahveydi. O yüzden pastel renkler ona çok yakışırdı. Aysel, arkadaş canlısı, hayat dolu bir insandı. Seyahat etmeyi çok sever, bu konuda arkadaşları onun hızına yetişemezlerdi. Yaz tatilinde Küba’ ya gitmişti. Çok heyecanlıydı; çektiği fotoğrafları göstermek, ilginç anılarını paylaşmak istiyordu. En sevdiği arkadaşlarına çok güzel hediyeler almıştı.  Bir an önce vermek için sabırsızlanıyordu. Tam bunları düşünüyordu ki kapının zili çaldı.

“Ding Dong, Ding Dong …”

“Hoş geldiniz. Nerede kaldınız? “

“Tabii çaylar soğudu. Hadi gelin bakalım. Daha fazla soğutmayalım.  Uzat bakayım bardağını, tazeleyeyim ben onu.” dedi Aysel.

“Kızım boş ver çayı. Çay bahane. Küba’ yı anlat sen bize. Neler yaptın, nasıl geçti?” diye sordu Füsun.

“Anlattığım gibi, çok farklı bir deneyimdi.” diye devam ediyordu ki lafını bitiremeden yan daireden sesler yükselmeye başladı.

 “Yapma diyorum sana!!”

“Anne!!”

“Neden yapıyorsun!!”

“Geç, içeri geç! Sana içeri geç diyorum!!”

Yan dairedeki komşusu öfkeyle bağırıyordu. Kızların bir anda kanı dondu. Birbirlerine baktılar endişeyle.

Aysel atladı hemen: “Yok yaa bir şey. Benim yan komşu. Annesine söyleniyor yine. Duvarlar da çok ince. Sesler hep içeride.”

“Aysel’ ciğim öyle deme.” dedi Füsun. “Bu kadar fazla duyulması acaba bize de bir mesaj olabilir mi?” diye devam etti.

“Bize bir mesaj mı? Ne alaka?” dedi Aysel merakla.

“Evet komşuların birbiri ile kavga ediyorlar ama aynı anda biz de kavganın ortasındaymışız gibi bu kadar net duyduğumuza göre. Düşünmemiz gereken bir şey olabilir mi? Sana da bir mesaj gönderiyor olabilir mi? Hatta bize de.” Sonra “Biz neden duyduk bunu acaba?” diye devam etti.

“Bilmem, bu olaya hiç böyle bakmamıştım. Ben de yeni taşındım biliyorsunuz.” dedi Aysel kaynayan çaydanlığa baka kaldı ardından.  

Düşündükçe Füsun’a hak vermeye başlamıştı. Hayat bize bazen direk, bazen de dolaylı mesajlar gönderiyor. 

Bazen, metroda kulak misafiri olduğumuz bir cümleyle, bazen, televizyon kanalı değiştirirken duyduğumuz bir replikle hayatımıza bir mesaj girer. Duyduklarımız, gördüklerimiz mesaj içerir. Yani hayat konuşur bizimle. Kimi zaman uyarır, kimi zaman müjde verir. Bazen de kendi problemlerimizi fark etmemizi sağlar. Mesajlar bazen uyanalım diye gelir... Bazen tedbir alalım diye... Kimi insan hemen görür ve alır verilen mesajı, kimi ise davul çalsan farkına varmaz. Kimi ince bir tül perdeden bakar, kimininki kalın bir güneşliktir perdesi.

 “Mesaj ha, öyle mi diyorsun?” dedi Aysel düşünceli bir şekilde.

“Tabii, sana bir mesaj var. Hatta bize de. Biz niye şahit olduk acaba?”

“Nedir tahminin?”

“Konuşuruz bunu. Düşünelim hayatlarımızda neyle ilgili olabilir diye.”

Çayından son bir yudum aldı. “Hadi biz kalkıyoruz.” dedi telaşla. Ve hızlıca kapıya yöneldi.

“Durun nereye, daha yeni geldiniz?” dedi Aysel arkalarından.

“Anlatırım. Şimdi çıkmamız lazım.” dedi. Bir hışımla kapıyı çekip, çıktılar. 

 Aysel çayını alıp salona geçti. İştahı kesilmişti. Hayat mesaj verir ha? Geçen gün okuduğu makalede de buna benzer bir şeyler olduğunu hatırladı. Ona mistik bir şey gibi geldiğinden, pek önemsememişti. Hayat ona da mesajlar ve işaretler gönderiyordu demek. Füsun olmasa es geçeceği bir mesaj... Acaba bu şekilde hangi mesajları kaçırmıştı kim bilir...

Telefonun sesiyle irkildi. “Türkan Sultan” diye kaydetmişti annesini. Geçen gün limoni bir konuşma geçmişti aralarında. Böyle durumlarda, annesi birkaç gün kendini geri çeker, birkaç gün hiç aramaz, ama sonra dayanamaz bir bahane ile arardı. “Hah işte arıyor yine.” dedi ve otomatiğe bağlamış bir şekilde açtı telefonu.

“Efendim annee.”

“Aysel bak ne diyeceğim, ben İstanbul’ a geliyorum. Teyzene geçeceğim. Akşama beni oradan alırsın. Emi evladım?”

“Öff annee.” dedi istemsizce.

“Anneye öff denmez.”

“Ama annee...”

“Kızım Hüseyin enişte vefat etmiş. Cenazeye gidiyoruz.” 

Aysel birden kendini toparladı. Çünkü, ‘mesaj’ konusunu daha az önce konuşmuştu kızlarla. “Nasıl da otomatikleştirmişim bazı tepkilerimi...” diye geçirdi içinden.  

Annesine, çoğu kez anlamadan dinlemeden cevap verdiğini gördü. Annesinin kıymetlisi olduğunu biliyordu. Bunun verdiği rahatlıkla çok kapris yapıyor, bazen onu kırıyordu. Annesi bir zamanların cabbar Türkan sultanı. Yaşlandıkça yalnızlığından Aysel’ e sarıyordu. Bazen aklına esiyor, emri vaki yapıyor, haber vermeden geliyordu. Rüyalarını, görümcesiyle tartışmalarını, telefonda Aysel’ e uzun uzun anlatmak istiyordu. Aysel’ in İstanbul’ da yalnız yaşaması onu endişelendiriyordu. O yüzden, fırsatını bulunca Aysel’ e tembihlerde bulunuyordu. Bütün bunlar Aysel’ i sıkıyordu.

Aysel aslında tüm bunları ustalıkla yönetebilecek biriydi. İdare edebilecekken; annesini anlamaya çalışmadan tepkiler veriyordu. Halbuki annesi onun ne kaprislerini çekmişti. Az mı idare etmişti babasının, abilerinin yanında... Aysel bu meseleyi daha önce hiç düşünmediğini fark etti. Annesinin azıcık nazına tahammülünün olmadığını gördü. Sonra yan komşunun bağrışlarını hatırladı. Utandı kendi kendine...  

“Pardon. Gel tabii anneciğim. Alayım istersen seni otogardan. Ben de gelirim cenazeye. Akşama da ana-kız kaynatırız biraz...” dedi.

Annesi bunu duyunca; “Ayy, öyle mi yapsak?” dedi mutlulukla.

Aysel ne kadar şanslı olduğunu düşündü... Yan komşudan gelen o bağrış olmamış olsa, kim bilir annesini ne kadar üzecekti, boş yere kıracaktı... Halbuki şimdi hem annesinin gönlünü almıştı, hem de kendini iyi hissediyordu.  

Hayatın mesajları...

Deneyimsel Tasarım Öğretisi derki; hayatta her olay bir mesaj taşır. Önemli olan biz onu ne kadar algılayabiliyoruz. Hayatın genel tarzıdır bu.

 

 “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç  değişmedi... Aynadaki kişi... Tek başına neler yapabileceğini keşfet; Yahya Hamurcu


 "Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen gerçeklik ilmidir İnsanın daha mutlu ve başarılı olması için deneyimlerden yola çıkarak, stratejiler üreten bir öğretidir. 
 Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar. 

Yorum Gönder

30 Yorumlar

  1. Hayat hepimize mesaj gönderir. Alırsak, daha belirginleşir, alamadığımızda silikleşir mesajlar. Yaa, annesine ilk baştaki tavrı, ne kadar da tanıdık... Annelerimizin kıymetini bilmemiz lazım.

    YanıtlaSil
  2. Hayatımızdaki mesajları yakalayabilirsek ne kadar da çözümlerimiz artabilirmiş.. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. Hayriye akgül
    Hayat bize hep bir mesaj verir
    Irdeyip düşünürsek algılayıp irdelemezsek geçer gider taki başımıza gelince kadar
    Hayatta her şey iz ve işarettir her olayı durup bir düşünmeliyiz emeklerinize sağlık hocalarim

    YanıtlaSil
  4. İşaretleri görmek bazende tedbir aldırır insana! Ne güzel bir paylaşım olmuş. Mesajları fark edebilme dileğiyle kaleminize sağlık🤗

    YanıtlaSil
  5. Elinize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  6. Elinize sağlık, düşündürücü bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  7. Çok anlamlı bir yazı. İnsan bazen mesajları önemsizleştirebiliyor. Ama bizim hayatımızda dönüşümümüze destek oluyor🌷

    YanıtlaSil
  8. Güzel anlatıldı teşekkürler ederim. Tartışırken çevremizi rahatsız etmeden çözmeliyiz...Yüksek sesle konusmakla birşey çözemeyiz...

    YanıtlaSil
  9. İşaretleri algılayabilmenin ne kadar kıymetli olduğunu anlatan bir yazı. Elinize emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  10. Hayatın bize gönderdiği mesajları okuyabilmek çok konforlu.. Kaleminize sağlık çok güzel bir yazı🌸

    YanıtlaSil
  11. çok güzel... emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Yazınız benim icin cok anlamlı oldu neden mi?
    Bir haftadır gece yarısı ve sabah namazından sonra bu kediler neden kavga ediyor bu kedilerin sesi neden bu kadar çok çıkıyor diyordum hatta bana ne mesaj vermeye çalışıyor demeye bile başladım 😊

    Gelen haber ya uyarıcı ya da mujdeliyici diyip duruyordum...
    Bu kadar net cevap mı olur...
    Emeği geçen herkesten ALLAH razı olsun ✍🏼🌸

    YanıtlaSil
  13. Bir çift olarak düşünürsek hayatımızda ki bize gelen mesajları ciflerden biri bu mesajların kendilerine geldiğini bilir ama uyarıcı mesajlar olarak fakat hatları yaşamları boyunca biri mesajı görür diyeri ise hiç görmez duymaz anlamaz siyahsa hayatımıza giren mesajları artık tek taraflı olarak alıp ona göre yön cizmemiz mi gerekir yoksa???

    YanıtlaSil
  14. Hayat bana ne diyor? Dinlemeye çalıştığımızda ne de çok şey diyormuş meğer...Hele ki en yakınımızdakilerle ilgili.. En sevdiğimiz ama en çok ihmal edebildiklerimizle ilgili...Kulak kabarttım ne diyorsun hayat sendeyim;))

    YanıtlaSil
  15. Yaşayıp geçtiğimiz üzerine düşünmediğimiz bir hayat.... Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  16. Olaylara ne kadar somut bakıyoruz. Oysa hayatta şahit olduğumuz her olayda bize bir mesaj var. Olayların somut bir tarafı var ama birde soyut tarafı var. Başkasının yaşadığı olayda bana ne mesaj olabilir nasıl o dereceye ulaşabiliriz?

    YanıtlaSil
  17. Rastgele yaşanan hayatlar da hüsran dolu yaşantılar. Hayattaki mesajları okuyup anlayabilmek ne büyük konfor....

    YanıtlaSil
  18. Bugüne kadar ne çok mesajı kaçırmışız demek ki.

    YanıtlaSil
  19. En gözümüzün önünde olan ama kolay bulunamayan.. gizli düşman..

    YanıtlaSil
  20. En zor anlarımızda mesajları görebilecek kadar bilincimizin açık olmasını nasip etsin Rabbim.

    YanıtlaSil
  21. Mehtap Sever31 Ocak 2024 12:28

    Herşey bir mesaj taşır, algılayabilen için. Neyin en anlama geldiğini bilmek insana büyük konfor sağlıyor gerçekten de.

    YanıtlaSil
  22. Hayatın içinde hep bir koşturmamız telaşımız var, acelemiz var, mesajları göremiyoruz malesef.
    Nereye koluşturuyorsun ey insanoğlu, dur, sakinleş, bu hayattan 1 kere geçeceksin..

    YanıtlaSil
  23. Yeni taşınmıştım, apartmanıma.. Karşı apartman ile bizim apartmanın komşusu her gece Otopark kavgası ile karşı karşı ya geliyordu. İnatlaşma olmuştu, aralarında. Diğer daire sakinlerini ayağa kaldırıyorlardı. 1 yıl sürdü, bu tartışma. Benim kapıma gelip, benden destek istedi. “ onlar bizim kardeşimiz. Evini ziyaret et ve ikramlık yap. Yakından tanı bakalım, niçin o aile ile karşı karşıladınız. Ne görmen gerekiyor, ne vermen ne alman gerekiyor, diye konuştuk. Sonra ne oldu bilmiyorum ama iki yıldır kavgaya şahit olmuyoruz🤗 “ Komşu” hakkını unutmamak dileğiyle

    YanıtlaSil
  24. Annelerin evlatlara ödediği bedel ve evlatların buna verdiği karşılık hiç şaşmiyor gerçekten :(
    Hayatta herşey her durum bize mesaj veriyor. Algılamamız arttırdıkrttıkça hakedişimizi arttıracak bir bilincte olup o mesajları farkedebiliyoruz ancak. Gonderilen mesajları Max algilayabilmek ümidiyle..

    YanıtlaSil
  25. Elinize sağlık. Hayat hep mesaj veriyor aslında. Önemli olan o mesajları okuyabilmek.

    YanıtlaSil
  26. Mesaj almayanlara hayat zamanla daha silik, belirsiz mesajlar gönderir

    YanıtlaSil
  27. Biz insanoğlu olaylara çok somut bakıyoruz. Yaşadığımız, şahit olduğumuz her şeyden bize bir mesaj bir pay var. Görebilmek dûasıyla. Kaleminize sağlık 🌼

    YanıtlaSil
  28. Zeynep Büşra24 Şubat 2024 22:04

    Her daim mesajları ile bizi bilgilendiren hayat.. Teşekürler 💫

    YanıtlaSil
  29. Öyle ya şans ya da tesadüf yok …

    YanıtlaSil
  30. hayatta boşluk yoktur, tesadüf yoktur, her gelen bir mesaj getirir, elinize sağlık,

    YanıtlaSil