ERTELEMİYORUM ARTIK ANNE

 - Üstünü örteyim mi kızım?

- Beni düşündüğünü biliyorum anneciğim, lütfen artık hiçbir şeyin üzerini örtme.

- O ne demek kızım şimdi? Sen üşüme diye söyledim...

- Ah canım annem gerçekten artık benim için, kardeşlerim için üzülmeyi bırak.

- Tövbe tövbe. O nasıl söz kızım, bak hiç olmadık bir kaza geldi başına, tek kolunla nasıl idare edeceksin? Omuzuna kadar kırılmış kolunu gördükçe nasıl üzülmeyeyim. Ben sizin hiçbir zaman üzülmenizi….

- Evet anne senin bu konuda ne kadar hassas olduğunu biliyorum. Hiçbir zaman bizim üzülmemizi istemedin. Bunu ben de, diğer iki kardeşim de iyi biliyoruz. Bizim üzüldüğümüzü görüp, sen üzüleceksin diye, biz de hep sen üzülme diye çabaladık.

- Biliyor musun, doktorlar kolumu alçıya alırken neyi fark ettim anne? Aslında kol kırılıp yen içinde kalmamalı imiş. Saatlerce geçer diye bekledim kolumun acısını ama geçmedi. Bir de doktor “neden bu kadar geciktiniz” diye de kızdı.  

- Fark ettim ki ben bir şeyleri ertelemeyi alışkanlık haline getirmişim. Bir sıkıntım olduğunda, bir problemim olduğunda, o problemi ört pas etmeyi, üzerini kapamayı, yok saymayı ne kadar kolay yapabilir hale gelmişim. Gözüm gördüğü halde görmemek için gözümü oradan çekmişim. Böyle yapınca sanki problemi hiç yaşamamışım gibi olacağını düşünmüşüm.

- Ah annem, kolumu alçıya alırlarken canım nasıl yandı bir bilsen. Önce kolumun röntgenini çekip, kırık teşhisi koydular. Sonra röntgen filmine bakarak kırılan yerdeki kemiklerin nerelerde olduğunu tespit ettiler. Ki böylece yanlış yere müdahale edilmemiş olsun. Sonra düzgün kaynayabilmesi, kemikleri yerlerine doğru oturtabilmek için dakikalarca kolumu çekiştirip durdular. En acı verici kısmı burası idi.  Kolum kırıldığı esnada bu kadar canım yanmamıştı. Ve ben olanca gücümle bağırdım. Çünkü o acıyı çekmek zorundaydım ve bunu yaparken elimden gelen tek şey o acıya sabredip, canımın yandığını anlatabilmek için bağırmak zorundaydım. Çünkü artık bundan kaçış olmadığını anlayıp kabullenmiştim. İyi ki çok beklememişim, eğer yanlış kaynamaya başlasaymış daha fazla acı çekermişim.

Bir insan da problem ile karşılaşınca yaptığı şey bu değil mi aslında? Kimisi öncesinde görmemezlikten gelir, göz çeker, kendi kendine geçer zanneder. Kimisi problemi başka yerde arayıp, başka yeri düzeltmeye çalışır. Kimisi de ne kadar canı yansa da problemin asıl kaynağını bulup onu tamir eder. Eskisi gibi olmasa da eski haline getirmek için uğraşır. Tamir ederken de canı yanar belki başta. Oysa insan en son istediği şey canının yanmasıdır. Ama sonrasında eskisi gibi olmasa da çözüm doğrudur.

Benim kolum da hemen düzelmeyecek elbette. Biraz zaman geçmesi gerekli. Bir süre dokunamayacağım, kullanamayacağım. Eskisi gibi kullanabilmem için biraz gecikme olacak.

Kendini hatırlatacak izler taşıyacak mesela kolumun kırıldığı yer. Zaman zaman sızlayacak. Orası için daha dikkatli olmam gerekecek.

Ve ben bunları hatırladıkça daha dikkatli olmaya çalışacağım bundan sonra. İyi ya da kötü dersimi almış olacağım.




 

Bak kaç yaşıma geldim. Hala birileri üzülmesin diye ben de problemleri hep ört pas etmeye çalışıyorum. Mesela eşimin sorumluluklarını çok fazla üzerime almışım. Ya kızım? O okula gidip gelirken zorluk çekmesin diye, babasına her gün araba ile bıraktırıyorum. Kendim otobüsle gidip geliyorum okuluma. Yöneticisi olduğum okulda da durumum farklı değil ki. Sorumlusu olduğum kişilerin görevlerini yapmalarını sağlamak yerine, gece yarılarına kadar tek başıma kalıp çalıştığım zamanlar oluyor. Sırf bir problem çıkmasın ve daha fazla üzülmeyeyim diye. Oysa kolumu alçıya alan doktorun yöntemini kullanmam gerekli imiş. Yani;

·         Önce problemi kabul etmeli,

·         Sonra problem olan yeri tespit etmeli,

·         Sonra can yansa da, nefsime ters gelse de, doğru yöntemi uygulamalı,

·         Sonra iyileşme sürecinde zamana bırakmalıymışım.

Erteledikçe içinden çıkılmaz hale geliyormuş meğer. Kendi haline bırakıldığında yanlış yerden kaynayacak olan kemikler gibi. Sonrasında düzeltmek için daha çok acı çekmek gerekecek.

- Yani anneciğim bu hayatta neyin üzerini örtüyorsak ya yanlış kaynıyor veya kaybedebiliyoruz.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi diyor ki ‘Hiçbir acıyı erteleyerek yok edemezsin’…

 

  ""Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen gerçeklik ilmidir İnsanın daha mutlu ve başarılı olması için deneyimlerden yola çıkarak, stratejiler üreten bir öğretidir. 

 "Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar. 

 “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç  değişmedi... Aynada ki kişi...Tek başına neler yapabileceğini keşfet; Yahya Hamurcu

 

 

Yorum Gönder

41 Yorumlar

  1. Annelere ne güzel mesajlar

    YanıtlaSil
  2. Meryem Hicran Erataman5 Şubat 2024 10:30

    Ellerinize sağlık Hocam .Acıdan kaçmak isteğimiz bizim acımızı erteledikçe büyütmemize sebep veriyor. En büyük zararı kendi kendimize veriyoruz.

    YanıtlaSil
  3. Ah o problerimizi ört bas edip, görmezden gelme alışkanlığımız yok mu...

    YanıtlaSil
  4. Ertelenen her şey bereketlenir ve acı da olsa herkese kendi sorumluluğunu yapması için fırsat verilmeli...
    Emeklerinize sağlık 🌸🌸🌸 çok güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  5. İnsan bağımlı olduklarının bedelini ellerinden alarak hem kendisine hemde karşısındakine zarar vermiş oluyor malesef

    YanıtlaSil
  6. Üzerini kapattığımız her problem kökleniyor toprağın altında biz ise yok ettik sanıyoruz. 🌷

    YanıtlaSil
  7. Çok anlamlı bir yazı. Elinize emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. İnsan sorun yokmuş gibi davranmaya çalışıyor ya işte yok deyince o yok olmuyor :) Bunu bi anlasak…

    YanıtlaSil
  9. Emeğinize sağlık, çok aydınlatıcı bir yazı…
    Nasıl da alışmışız sorun çıkmasın diye birşeyler yokmuş yada küçükmüş gibi davranmaya…
    Sorunlarla yüzleşebilenlerden oluruz umarım ki 🌸

    YanıtlaSil
  10. Ertelemek insanın stresinide arttıran en önemli etken. Erteleme, er başla ki stresin az olsun.

    YanıtlaSil
  11. Ayşe Nur Varlı5 Şubat 2024 22:24

    Ertelemek girdap gibidir. Her ertelemede biraz daha içine çeker. Kaleminize sağlık🌷

    YanıtlaSil
  12. Ertelemek neyi düzeltebilmiş ki… ertelenen her şey büyütülmüştür halbuki…

    YanıtlaSil
  13. Of yani tam can damarından girdiniz🙃🙃

    YanıtlaSil
  14. Ertelemenin hayatımızdaki etkilerini çok güzel kaleme almışsınz gerçekten emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  15. İnsan kabul ettiğinde problemin yarısını çözmüş oluyor. Önce kabul etmeli sonra problemi tesbit etmeli sonra da tedavi süreci. Çok güzel bir yazı elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  16. Bir şeyi kabul etmek, çözümü kolaylaştırır, ne kadar doğru . Evet hayat içinde hepimiz çoğu kez deneyimlemişizdir . Ya da erteleyerek o şeyin çözümünden çok uzaklara gittiğimizi , ve sorunun gerçek sebebini bulup çözemeyecek kadar uzakta olduğumuzu… işte bunu tam da böyle yapmayalım diyen çok güzel bir yazı olmuş . Benim gibi okuyup derin düşünüp farkındalık oluşturan bir yazı olmuş teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
  17. Neyi ertelersen onu büyütürsün.. Problemini hemen çöz, hazzını ertele.. Daha az zorluk, daha çok mutluluk yaşa.. Kaleminize sağlık 💕

    YanıtlaSil
  18. Her problem çözümüyle beraberdir. Yeter ki bakmasını bilelim. Doğru yere bakınca doğruları görürüz. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  19. Ertelediğimiz ne varsa büyüyerek üzerimize gelmeye ve canımızı acıtmaya devam ediyor. Ne diyordu Nebevi metotta: Erteleyenler, yarıncılar helak oldu...

    YanıtlaSil
  20. Hiçbir acıyı erteleyerek yok edemezsin... Öyle doğru ki 😪

    YanıtlaSil
  21. Hiç bir acıyı erteleyerek yok edemezsin ,aksine daha da büyütüyor insan
    Çok güzel farkındalık oluşturan bir yazı olmuş
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  22. İlişkiler bozulmasın diye gereken yerde ve durumda gereken tepkiyi vermeyi ertelemek de ilişkilerin bambaşka boyuta gelmesine sebep olur. İşte o zaman "Şimdi çık çıkabilirsen işin içinden" denilecek duruma gelmeden,göz çekmemek ve meseleyi halletmek ,ilişkilerde güç kaybını da önler. İhtiyaç olan bir konuya değinilmiş,emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  23. Önce kabul sonra çözüm... Çok faydalı bir yazı kaleminize sağlık...👍

    YanıtlaSil
  24. Her zaman ki gibi Harika bir yazı. Ne güzel, gerçek bir söz; “Hiçbir acıyı erteleyerek yok edemezsin.” Teşekkürler…

    YanıtlaSil
  25. İnsan ertelemenin çözüm olmadıĝını, probleminden geçiştirerek kurtulamayacağını anladığında yüzleşmesi gerektiğini anlıyor..

    YanıtlaSil
  26. Ertelediğimizde kurtulmuyoruz keşke kurtulabilseydik... iş hep başa düşüyor, erteleme, yap, erteleme, çöz...problem bitecek mi, bitmeyecek. Ama her problemi çözdükçe daha kolay çözebilir olacağım...

    YanıtlaSil
  27. Bir şeylerin üstünü örtmek... O anda rahatlatır gibi görünse de toplamda ne kadar da çok kaybettiriyor.

    YanıtlaSil
  28. Hiçbir acıyı erteleyerek yok edemezsin... Soyutta somutta aynı şey geçerli. Ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  29. Yen içinde kalmamalı… kaleminize sağlık 🌷

    YanıtlaSil
  30. Ertelenen herşey büyür. Ve erteledik e çözüm bulmak zorlaşır. Düşündürücü çarpıcı bir yazıydı. Kaleminize sağlık. Erteleme hastalığından kurtulmak ümidiyle..😪💐

    YanıtlaSil
  31. Gerçekten her ertelenen şey içinden çıkılamaz bir hal alıyor. Faydalı ve keyifli yazı olmuş tam hayatın içinden…

    YanıtlaSil
  32. İyilik yapar zannederken halının altına atılan problem meğer içimizi kemiren kurtlara dönüşmüş
    Kaleminize sağlık 🌺🍉

    YanıtlaSil
  33. Problemden göz çekmek ve ertelemek sonrası çok acı veriyor…

    YanıtlaSil
  34. İnceldiği yerden kopsun...

    YanıtlaSil
  35. Emeğinize sağlık çok anlamlı olmuş.

    YanıtlaSil
  36. Emeğinize sağlık. Her insanın hayattında göz çektiği yerler var. Yıllar sonra keşke diye başladığımız cümlelere konu olan... Anlık acıya katlanıp toplamda kazananlardan olmaya niyet edelim

    YanıtlaSil
  37. Umarım hepimiz hayatımızda ertelediğimiz problemlere gerçek problemi görür, doğru teşhisi koyar, ve doğru tedaviyi uygulayabiliriz...

    YanıtlaSil
  38. ne güzel tespit, gerçek her yerde tutarlı, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  39. Bu hayatta neyin üzerini örtüyorsak ya yanlış kaynıyor veya kaybedebiliyoruz... Ne kadar doğru bir cümle. Ertelenen her şey büyüyor. Peki biz neyi erteleyip neyi büyütüyoruz, hazzı mı acıyı mı?

    YanıtlaSil
  40. Elinize sağlık çok anlamlı bir yazı olmuş

    YanıtlaSil