Adam: ‘’Bir düş yakamdan, tamam bende seni seviyorum ama sonsuza dek sevmek zorunda değilim.’’
Kadın: ‘’Teflon tava
gibiyim ben kimseye yanmam yapışmam canım…’’
Adam: ‘’Hee yapışmazsın,
nefes aldırmıyorsun, sürekli arıyorsun…’’
Kadın: Kimi arayayım? Ne ile meşgul olayım?
Adam: Biraz sosyal
aktiviteler yap. Yeni insanlar tanı… Bir ben mi varım dünyada!
Kadın: Güzellik merkezine,
spora gidiyorum zaten. Kızların hepsinin burnu havada, ben seninle mutluyum. Kıymetini
bilmiyorsun.
Adam: Biraz kendi kendinle
mutlu olmayı öğren. Ruhunu güçlendirecek, manevi değerlerlerini güçlendirecek
seminerlere katıl. Kendini tanı…
Kadın: Tanıyorum ben
kendimi. Ne sevip sevmediğimi biliyorum.
Adam: Tanıyorsun evet…
Yani hayat sadece somut şeylerden ibaret değil. Hayır kurumlarına git, yetim,
yaşlı, ihtiyaç sahibi kişilere destek ol. Başka dertler edin kendine. Dünyada
neler oluyor sen neyin derdindesin? Lütfen ruhunu güzelleştirecek şeylerle de
meşgul ol. Yeter ki beni bir sal… Aşırı yani bu çok fazla… Böyle mutlu değilim…
Peki nasıl mutlu olunabilir?
İnsanların yaşadıklarını gördüğümüz bildiğimiz halde nasıl ayakta kalınabilir? Öyle
bir dönemdeyiz ki, ister istemez insan soruyor… Neler oluyor dünyada?
Haberlerde ‘’Virüs var her yere
yayılmış’’ dediklerinde insanlar aynı aileden sevdiklerini kaybediyorlar. ‘’Yaşlılar
ölüyor virüs yaşlıları alıyor’’ diyen spikeri dinleyen bir yaşlı zaten ne kadar
hayatta kalabilir? Virüs olmasa sebebi kalp krizi derler ölüm nedeni…
Sonra çok büyük depremler olmuş artarda
binlerce insan kaybedilmiş. Bir kız enkaz altında babasına sesli mesaj atmış,
şebeke çekmemiş. Babası kızının cenazesine ulaştığında ancak sesli mesajı
dinleyebilmiş. ‘’baba enkaz altındayım, telefon çekmiyor konum attım gitmiyor,
boğuluyorum kurtar beni, galiba burada öleceğim’’ Bunu dinleyen baba, haberi
izleyen insan ne kadar mutlu olabilir?
Orman yangınları oldu birçok ülkede. ‘’Bilinçli yapıyorlar. Yok ondan değil bundan’’ tartışması yaktı asıl ortalığı. Asla yaklaşamayacakları yangın için binlerce yangın tüpü satıldı. Yanması gereken yandı konu kapandı. Nüfusun en kalabalık şehrine her sene yağan kar artık yağmıyor. Yağmurlar azalmış yağarsa aşırı yağıyor. Seller olmaya başlamış, su almış evladını, malını, hayvanlarını… Önceden olmayan fırtınalar, hortumlar doğa olayları olmaya başlamış. Taş yağar gibi dolu yağmış kırmış geçirmiş bütün araçları… Birgün halkı korumak için görevlendirilenler halka saldırmış. Sonra başka ülkede de aynısı… Diğer ülkede soykırımın tuşuna basılınca bütün halklar ayakta… Ama devletler sesini çıkarmamış. 2024 yılındayız şu an da. Masum yüzlü, gülen gözlü çocukların katledilmesini izleyerek girdik yeni yıla. Aslında nasıl mutlu olunabilirdi sorusu gelirdi burada ama nasıl mutlu olunabilir gördük yeni yılda… Açlıktan, soğuktan ölürken çocuklar tonlarca yemek israf etti insanlar. İyi dilekler, barış ve sevgi mesajlarıyla…
Nasıl mutlu olunabilir bunca
kaosun, acının ve değişimin karşısında… Görmezden gelerek, izlemeyerek,
dinlemeyerek mi? ‘’Ben bakamıyorum moralim bozuluyor’’ diyerek mi? Başkasının
yaşadığı acıya bakarak ‘’ ohh çok şükür iyi ki bu halde değilim şükürler
olsun’’ diye dua ederek mi? Başkasının acısı bizim mutluluk sebebimiz mi? Hakikaten
nasıl mutlu olunabilir? Zifiri karanlıkta, soğuktan donduğu halde çamurda yatan
insanlar olduğunu bilerek nasıl uyunabilir? Sabah uyandığında bir kadının evladının
soğuktan donup öldüğünü bildiğimiz halde günümüz nasıl aydın olabilir?
Dünyada bunca şey olurken ‘’gözaltı
dolgusunu nerede yaptırsak, nereye yatırım yapsak kazanırız var’’ aklımızda… İnsan
ilişkilerimiz bozuluyor, tepkiler ya hep ya hiç boyutunda… Dün canım dediğimize
bugün düşman diyoruz. ‘’Aşkımm’’ dediğimize ALLAH‘ından bulsun diye dua
ediyoruz. Ortağım beni kandırmış, akrabam dedikodumu yapmış. Maddi iyilik
yaptığımız insanlar iyi niyetimizi suistimal ederken, bizde bize iyilik
edenleri görmezden gelebiliyoruz.
Dünya insanlara bir mesaj, doğa
bir işaret veriyor olabilir mi? İnsan düşünce ve davranışları doğaya yansıyor
olabilir mi? İnsanın biriktirdiği gibi dünyada biriktirip kusuyor olabilir mi? ‘’Dünyanın
asıl virüsü insanların aşırı tepkileridir’’ dese biri kim söyledi diye bakarız.
Adı yabancı bilim adamı ise doğrudur vardır bir bildiği. Ama bizim semtin
insanıysa ‘’gece üstü açık kalmıştır’’ deriz.
Her şeyin bir süresi vardır. Her
doğan ölür. Her başlangıcın sonu gelir. Dünya döndükçe eskir yeniler, her bebek
yaşlandığı gibi. Her bitki yavaş yavaş çürüdüğü gibi… Peki bizim süremiz ne
kadar? İnsan hep bedenini besler, bedenine bakar. Sağlıklı tutmaya görünümünü
düzeltmeye çalışır. Bedenini doğal, sağlıklı ürünlerle, ruhunu hormonlu besler.
Ya da aç bırakır… Beden ve ruhun arasındaki aşırı dengesizlik çevresine,
ilişkilerine, hayatına yansır. Toplumun geneline yansıdığı içinde dünyanın,
doğanın dengesizliğini görürüz.
Biz insanız hata yaparız. Ama çok
yapıştık biz bu dünyaya…
""Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen gerçeklik ilmidir. İnsanın daha mutlu ve başarılı olması için deneyimlerden yola çıkarak, stratejiler üreten bir öğretidir.
“İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi... Aynada ki kişi...Tek başına neler yapabileceğini keşfet; Yahya Hamurcu“


34 Yorumlar
Ve insan amacını unuttu 🤥Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilGeçici olduğu yerde, kalıcı olma sevdası insanı bu duruma düşürdü maalesef Rabbim bizi uyandırsın🤲 Kaleminize, fikrinize sağlık. Sabırsızlıkla yeni yazıları bekliyoruz🤗
YanıtlaSilSomuta takılıp kaldığımız dünyada uyanabilmek dileği ile. Elinize emeğinize sağlık...
YanıtlaSilBilinç açan bir yazı olmuş elinize sağlık.
YanıtlaSilÇok anlamlı bir içerik olmus elinize sağlık
YanıtlaSilNereden geldik nereye gidiyoruz.. aslında şuanda sadece somut olan bu alemden geçiyoruz ve bir suremiz var.. bu sürede sınav oluyoruz. Gelip geçici şeylere bağlanmak insanın yapacağı şey tabi ki... Neye nasıl bağlandık ve nasıl kurtuluruz? Farkında olup çözüm bulabilmek ümidiyle..
YanıtlaSilkaleminize sağlık 💐
Elinize sağlık
YanıtlaSilEllerinize sağlık... Düşündüren bir yazı olmuş
YanıtlaSilteşekkürler, güzel hatırlatmalar için
YanıtlaSilKaleminize sağlık😀
YanıtlaSilHerkesin ailesinden, eşinden ,çocuğundan, kardeşinden yaka silktiği bir dönemde gerçekten kaygılanmamız gereken şeyi nasıl da unuttuk. O yüzden hep anlık çözümler peşinde olan bir toplum yapısı , normalimiz oldu. Yazınız farkındalık uyandıran tarzda, teşekkürler.
YanıtlaSilİbret alınacak bir yazı.. Elinize emeğinize sağlık çok beğendim.
YanıtlaSilHem de ne çok yapıştık ,geçici ve fani olduğunu unutarak..😔
YanıtlaSilNasıl da normalleştirdik onca yaşanan şeyleri ve de hiç düşünmedik. Gerçekleri en saf haliyle hayrılatan bu yazıya emek veren herkese teşekkür ederim 🌺✌️🇸🇩
YanıtlaSilMutluluk….
YanıtlaSilNeler Olmuyormuş ki...
YanıtlaSilO bir şeyde bozulan denge her şeye sirayet ediyor...
YanıtlaSilDüşmanlığı göze alamadığı için dostumuz gibi görünenler çok. Gerçeği hatırlatan insanı bu zamanda bulmak kıymetli. Gerçekleri yazarak insanlara ulaşan herkesin yolu su gibi aksın… Teşekkürler
YanıtlaSilİnsan somutlaştıkça bir çok değerini kaybediyor.. Farkındalık yaratan bu yazı için teşekkürler emeğinize sağlık🌸
YanıtlaSilBugün en kıymetlisi olduklarımızın yarın kurtulmaya çalıştığı kişiler olabiliyoruz… çok üzücü…
YanıtlaSilİnsanın gündemi değiştiğinde problemleride değişiyor👏
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı elimize sağlık.
YanıtlaSilHer şeyin geçici olduğu bir yere ne kadar anlam yüklüyoruz.
YanıtlaSilElinize sağlık çok farkındalık oluşturan bir yazı olmuş. Gerçekler acıdır. Ancak doğru sebepleri oluşturarak çözümü vardır. Umutsuz değiliz. Yalnızca hayatta bilinçli doğru, ve faydalı seçimler yapmak için verilen süreyi en güzel şekilde değerlendirelim.
YanıtlaSilKaleminize sağlık, dünyada neleri görememişiz, görmek istememişiz….
YanıtlaSilBeden ve ruhun arasındaki aşırı dengesizlik çevresine, ilişkilerine, hayatına yansır. Toplumun geneline yansıdığı içinde dünyanın, doğanın dengesizliğini görürüz.... Düşündüren bir yazı olmuş teşekkürler
YanıtlaSilNasıl da kendi derdimizden diğerlerinin dertlerini görmez olduk
YanıtlaSilŞuursuzca yaşadığımız günlerde ne güzel bir soluk oldu bu yazı. Durduk, düşündük. Her şey her şey ile ilişkili idi. Ne çabuk unuttuk
YanıtlaSilİnsan bozuldu iklim bozuldu sonumuz hayrolsun inşallah
YanıtlaSilDirençler ve iletişimsizlik
YanıtlaSilelinize sağlık
YanıtlaSilBedne zihnin ve ruhun uzantısıdır... İnsan ruhunu güzelleştirdikçe ona faydalı olanı aldıkça ne güzellik merkezine ne de bedensel sağlığı için bu kadar vakit ve para harcamasına gerek kalmaz... Ellerinize sağlık 🌼
YanıtlaSilBaşkalarının dertleriyle dertlenebilsek dünya nasıl olurdu
YanıtlaSilEllerinize sağlık, düşündüren bir yazı olmuş
YanıtlaSil