Kahverengi eskitme gardırobunun kapağını açıp o gün ne giyinsem diye düşünmeye başlamıştı şimdiden. Özel günlerde güzel giyinmeye çok önem verirdi Gamze. Nişanlanalı henüz üç ay kadar olmuştu. Ahmet ve ailesinin nişan alış verişinde hediye aldıkları kıyafetlerden seçti ve giyindi. Nişanlısı Ahmet, kendi halinde sakin efendi bir çocuktu. Nişan alışverişinde Gamze'ye ‘lütfen çekinme. Beğendiğin şeyleri gönül rahatlığıyla alabilirsin ben zaten hediye almayı çok severim. Senin beğenerek alman beni çok mutlu eder’ demişti. Gamze yeni kıyafetleriyle aynanın karşısına geçip o günün hayalini kurarak ‘şükürler olsun bu yıl sevgililer gününde yalnız değilim. Din dan don çok şükür dostlar, benim de artık bir sevgilim var!’ diyerek eğleniyordu. Sevgililer gününe kaç gün kaldı diye aklından hızlıca hesapladı. Kalbi daha hızlı atmaya başlamıştı. Çünkü sevgililer gününe üç gün kalmıştı ve Ahmet'in yapacağı sevgililer günü sürprizini çok merak ediyordu. Gamze zaten hayâl kurmayı çok severdi. O yüzden aklından neler neler geçiyordu. Gün batımı saatine organize edilmiş bir akşam yemeği, Ev adresine gönderilmiş onlarca gül ya da hoş bir takı...
Bunları düşündükçe heyecanı daha
da artıyordu. Ahh şu 14 Şubat bir gelseydi.
Veee beklenen o gün gelmişti.
Gamze o gün sabah erkenden uyandı. Zaten gecede heyecandan uyuyamamıştı. Kulağı
sürekli telefonda Ahmet' in aramasını bekliyordu. Saatler geçiyor ama Ahmet
aramıyordu derken telefon çaldı arayan Ahmet'ti. Telefona neşe içinde cevap
verdi Gamze. Ahmet hâl hatır sorduktan sonra akşam müsait misin? Babaannem ve
dedem memleketten geldiler gidip bir ellerini öpelim diye düşünüyorum, eğer sen
de istersen dedi. Gamze, bunun sevgililer günü organizasyon sürprizi olduğunu
düşünerek, tabi tabi gidelim dedi.
Ahmet-teşekkür ederim Gamze, o
zaman akşam saat yedi de alırım seni diyerek telefonu kapattı.
Gamze mutluluktan havalara
uçuyor, kabına sığamıyordu. Akşam için çok güzel bir şekilde hazırlandı ve
beklemeye başladı. Saat yediye gelmek üzereydi ki Ahmet aradı. Gamze hemen
aşağıya indi ve yola koyuldular. Gamze arabanın içinde şöyle bir göz gezdirdi
ama belki de aldığı kırmızı gülleri bagaja saklamış olabilir diye düşündü Ahmet
için. Ya da gittikleri yerde masaya gelecekti, hayalini kurduğu güller.
Ahmet ‘trafikte sakinmiş,
geldik inebiliriz’. ‘Babaannem ve
dedem heyecanla bizi bekliyorlardır şimdi’ dedi.
Gamze yarı şaşkın yarı durgun bir
halde apartman merdivenlerini çıkıyordu.
Ahmet ‘Daire beşe çıkıyoruz’
diyerek nezaketle Gamze’ye yol verdi. Gamze her attığı adımda bir kere daha
hayâl kırıklığına uğruyordu. Gerçekten de babaannesinin evine gelmişlerdi.
Sürprizi burada yapacak hali yok ya diye içinden geçirdi ve hayâl kırıklığı
yüzüne yansımıştı. Yaptıkları ziyaret aile büyüklerini çok mutlu etmişti. Biraz
oturduktan sonra Ahmet, Gamzeyi çok iyi görmediği için dedesinden müsaade
istedi.
Ahmet ‘Dedeciğim yarın iş var
biz artık kalksak iyi olur’ dedi. Büyüklerin
ellerini öperek çıktılar.
Ahmet ‘moralini bozacak bir
şey mi oldu Gamze? Çok keyifsizdin’ dedi.
Gamze ‘Evet biraz öyle oldu.
Bu akşamı birlikte daha farklı bir şekilde geçiririz diye düşünmüştüm ama benim
için biraz hayâl kırıklığı oldu’ dedi.
Ahmet ‘Niçin hayâl kırıklığı
oldu ki? Bunu anlayamadım. Sana sordum ve gelmeyi kabul etmiştin’ dedi.
Gamze ‘Bugün sevgililer günü
Ahmet. Ben bu sebeple bir sürpriz yaparsın diye beklentiye girmiştim. Hattâ
babaannene gitme davetini bile sürpriz için yaptığın bir plân olarak düşündüm.
Bu sebeple de keyfim kaçtı biraz’.
Ahmet ‘-biraz konuşalım mı?
Gamze’ diyerek arabayı sahile çekti. Arabanın içinde meydana gelen sessizliği
bozarak söze girdi Ahmet.
Ahmet ‘Bak Gamze üç aydır
nişanlıyız ve gayet iyi anlaştığımızı düşünüyorum. Evliliğe giden bir yola
çıktık. Kendimi sana karşı iyi ifade etmeye çalışıyorum. Benim nasıl bir insan
olduğumu biliyorsun. Konuşarak halledilebilecek konularda bu şekilde moralini
bozmanı istemem. Ben açık ve net bir insanım. Benim sana hediye alabilmem ya da
senin için özel bir sürpriz yapmam için başkalarının belirlediği herhangi bir
güne ihtiyacımız yok. Aksine bizim günümüz bize özel olmalı diye düşünüyorum.
Bu konulardaki fikrimi bana sorarak öğrenip bugün üzülmeyebilirdin. Ben de şu
an böyle bir şey için üzülmene üzüldüm’ dedi.
Gamze, Ahmet'in bu konuşmaları
karşısında son derece mahcup olduğunu dile getirirken,
Ahmet ‘Bunları seni mahcup
etmek için söylemiyorum’ dedi. Sevgi; tek bir güne sığdırılacak kadar
basit bir mesele değildir. Reklamlık bir konu da değildir…
Gamze yaptığı hatanın farkına
vardı ve Ahmet' i üzdüğü için daha çok üzüldü.
Beklenti insanı üzer...
Beklemek iticidir...
Bekleyen insan iticidir...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; Hayat insana beklediğini değil, beklemediğini beklemediği yerden verir.
""Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen gerçeklik ilmidir. İnsanın daha mutlu ve başarılı olması için deneyimlerden yola çıkarak, stratejiler üreten bir öğretidir.
“İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi... Aynada ki kişi...Tek başına neler yapabileceğini keşfet; Yahya Hamurcu“

62 Yorumlar
Karşımızdakinden beklemeyeceğiz kimden bekleyeceğiz? İnsan kendinden beklemeli, kendi iç dünyasından. Dününe göre daha iyi olmayı kendinden beklemeli. 14 Şubat da yazılmış tamda zamanı. Kaleminize sağlık..
YanıtlaSilKaleminize sağlık. En çok beklentide olduğumuz günlerden biri belki 14 şubat. Sevmenin bir günü olabilir mi, yada sevdiğini hatırlamanın?
YanıtlaSilÇok önemli bir yazı. Ne kadar mantıklı olsada kadınlar bir çiçek bile olsa beklentiye girebiliyoruz. Ama bu beklentiyi buradan çıkarıp başka zamana koyabilsek ne güzel olur 🌷
YanıtlaSilNe kadar doğru bir yazı
YanıtlaSilYazani çok iyi taniyorum evet güzel söz kadının değeri herzaman bilinmeli kosulsuz
SilSevgi her gün olmadan bir yıl nasıl geçecek. Bir gün abartılı olunca da her güne yazık oldu şimdi ....
YanıtlaSilGerçekten harika bir yazı kim yazdıysa eline gönlüne sağlık bu kadar güzel anlatılırdı sizi tebrik ediyorum çok beğendim Muhteşem.🤗
YanıtlaSilharika bir makale özel günleri kalıplaştırmanın ne kadar yanlış olduğunu ve insani beklenti içine soktuğunu görüyoruz oysaki içinden gelerek sana kopardığı bir papatya bile o anı özel ve güzel kılar yeterki insanın gözü çok yükseklerde olmasın
YanıtlaSilBen de bu tarz günlerin kapitalist sistemin vermiş olduğu insanları tüketime yönlendiren bir gün olarak görüyorum.Sevginin ifadesi ve günü tel güne sığmamalı.
YanıtlaSilYazani taniyorum iylik melegi tabi onu doguranda Güzel söz kadının değeri herzaman bilinmeli sonsuzca
YanıtlaSilMerhabalar kaleminize sağlık okadar güzel bi konuya değinmişsiniz tekrarını heycanla bekliyoruz her konuda bu beklenti mahvetti tüm mutlulukları zaten
YanıtlaSilYazıyı resmen yaşayarak okudum, kalemine güç versin hocam.. çok önemli bir konuyu ele almışsınız. Beklenti kadar şu hayatta insanı yoran başka bişey yoktur heralde hele de başkalarının uydurmasindan doğan uydurma günlerde👏yaşasın dto yaşasın kaleminiz..
YanıtlaSilÇok güzel anlatıldı teşekkürler ederim. Sevgiliden beklenenleri düşük tutmalıyız çünkü hepimiz insanis ve sevgi bir güne sığdıramayiz...
YanıtlaSilBeklenti ve mutsuzluk ilişkisi , kaleminize sağlık.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı gecnlerimiz maalesef bu kapitalist sistemin tuzagina düşüp kendi kendilerinj mutsuz ediyorlar
YanıtlaSilBeklentiyi doğru yere koymak dileğiyle
YanıtlaSilBeklentiler insanı mutsuz eder..
YanıtlaSilMutlu edilmeyi beklemeden mutlu ederek, tüm beklentilerden vazgeçerek yaşamak, özgürleşmek…
YanıtlaSilTüm beklentilerden vazgeçmek ve özgürleşerek yaşamak…
YanıtlaSilÇok yalın ve sürükleyici bir yazı ve bir okadar da net ve güzel anlatilmiş. Emeğinize sağlık, günlük hayat içinde kaybolup gitmisken böyle güzel yazılar farkındalığımizi artiriyor
YanıtlaSilBeklent; bu hayatta yapılabilecek,insanı en mutsuz eden bir durumdur. Bunu ancak kendi kendinizi eğiterek, hayat düsturu ederek öğrenebiliriz. Emin olun beklentiyi hayatınızdan çıkardığımız gün her şey çok daha kolay olacak.
YanıtlaSilNeguzel yazılmış tamda zamanında
YanıtlaSilKadınlar karşıdan beklermeyi sever, yaş ilerledikçe insan deneyimleyip öğrendikçe bu beklentiyi ne kadar azaltırsa o kadar mutlu olacağımızı geçte olsa öğrenmeli 🌸🌸
YanıtlaSilBeklenti içine girmekle başlamiyormu zaten herşey? Aslında en kıymetlisi hiç beklemediğin anda birinin seni düşünmesi mutlu etmesi. Sevgiyi göstermek anın içinde olmalı söylediğiniz gibi kişiye özel olmalı. işte ozaman daha değerli ve anlamlı oluyor.Çok guzel bir yere temas ettiniz .Emeğinize sağlık 🌺
YanıtlaSilAh şu beklenti insanın bütün mutsuzluğu başkalarından beklediği için
YanıtlaSilİnsan bekledigi yerden kırılır beklemediginden ümit etmezmiş öğreti aslinda günümüz dünyasında ilişkilerin bu kadar hızla bitmesinin sebeplerini de göstermiş çok hatırlatıcı olmus geçmiş ve gelecek adina
YanıtlaSilAh günümüz dayatmaları... Ne güzel anlatılmış. Elinize emeğinize sağlık...
YanıtlaSilAh günümüz dayatmaları... Ne güzel anlatılmış. Elinize emeğinize sağlık...
YanıtlaSilElinize sağlık 🌿
YanıtlaSilİnsanlar bilmediği konularda hep başkalarını taklit ederler mutluluğu bilmeyenler de başkalarının mutluluğunu örnekler alırlar.Ama gerçek anlamda mutlu olmazlar… dedirtti bu yazı bana kaleminize sağlık… Y. Ç.
YanıtlaSilBeklememeyi bir öğrensek hayat çok güzel olacak
YanıtlaSilEllerinize sağlık.sevgi 365 gün aynı döngüde olmalı
YanıtlaSilHayat insan beklediğini değil, beklemediğini beklemediği yerden verir...
YanıtlaSilTüm üzüntülerimin kaynağının beklenti olduğunu düşünüyordum. Bu da üzerine tuz biber oldu. Şu an bir aydınlanma yaşıyorum. Teşekkürler🙂
YanıtlaSilNe kadar bu özel günler yok desen de maalesef o kadar kültürümüz de var ki herkes bu özel günleri bekliyor makale çok güzel ve çok anlamlı olmuş kalemine sağlık
YanıtlaSilSevgi sadece bir gün üzerinden değerlendirilmemeli,önemli olan herkesin aynı gün aynı şeyi yapması değil, bu nedenle beklentiye girmek sadece mutsuzluk sebebi olur...
YanıtlaSilBeklenti insanı üzer...
YanıtlaSilTüm mutluluklarımız beklemediğimiz anda gelmedi mi.
YanıtlaSilAma beni seviyorsa şunları şunları yapsın isteriz kendimizi beklentiye sokarız yapmayınca da mutsuz oluyoruz. Durduk yere kendi kendimizi mutsuz ediyoruz . İnsan beklentisini yönetebildiğinde mutluluğunu da kontrol altına alabiliyor.
YanıtlaSilNe kadar samimi bir yazı olmuş . sonu da güzel bitti. İnsan sevdiğini söylemek için başkasının ayarladığı tayin ettiği günlere ihtiyacı yok. Başkasının tüketim ve reklam için ayarladığı günlere Sevgi sığmaz. İnsan içindeki Bu yoğun duyguları sevgileri kendi özel anlarında yaşasın başkalarının ayarladığı günlerde değil. beklenti insanı üzüyor hayal kırıklığına uğratıyor. Düşündüren yazı için teşekkürler.
YanıtlaSilİnsan ne kadar çok beklentide olursa gerçeği gördüğündeki hayal kırıklığı o kadar büyük oluyor. Neler neler bekleyebiliyor insan durduk yere. Ne illüzyonlara düşüyor. Ne yapıyorsa kendine yapıyor.
YanıtlaSilAh ah ne olacak biz bu gençlerin hali 🙈 Ahmet enişte çok doğru söylemiş👏🏻👏🏻
YanıtlaSilBakıyorumda hayatın genelini hep başkalarının belirlediği zamanlara göre ezbere yaşıyormuşuz… çooook hoş bir yazı olmuş…
Kaleminize sağlık.. Ne güzel bir yazı olmuş. Beklenti insanı yegane mutsuz eden şey..Beklentilerimizi yönetebilsek ne hayalkırıklığımız olurdu, ne de mutsuzluğumuz..
YanıtlaSilBeklentiyi doğru yere yerleştirmek mutluluğun sırrı.
YanıtlaSilElinize Sağlık . Tam sevgililer günü üzeri olması sebebiyle , çok güzel ele alınan deneyim aktarıcı bir içerik olduğunu gördüm yine . aynı zamanda hayat yolculuğundaki yolumu aydınlatıcı bir yazıydı . Çok çok teşekkürler. Aslında bu özel günler adı sunulan tüketici günleri hepsi insanıların tüketimlerini artırmak amaçlı . Çok teşekkürler
YanıtlaSilBeklenti insanı yoran birşey. Bazı bilinçli ve eğitici arkadaş ve kitaplar sayesinde yeni yeni anlıyorum. Yasa bu şekilde işliyor. Duygular ile yaşadığımı düşünürdüm, kontrol edilmesi gerekirmiş. Öğreniyorum.
YanıtlaSilSevgi bir gün değil her gün ve kişiye özel.
YanıtlaSilŞeffaflık, farkındalık seviyesi, iç dünyamıza dönüşü güzel temsil eden örnek bir yaşam hikayesi
YanıtlaSilNe kadar doğru bir yazı dizisi beklenti hep üzer insanı
YanıtlaSilBu kısa ama güzel hikâyeden basit ama çok önemli dersler çıkarılmalı diye düşünüyorum. Yazanın eline ve yüreğine sağlık.
YanıtlaSilHikayeyi eşimle beraber okuduk ve çok beğendik. Aynen katılıyoruz. Kaleminize ve yüreğinize sağlık.
YanıtlaSil“İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi... Aynada ki kişi.... "
YanıtlaSilBunun uzerıne soyleyecek bir şey bulamıyorum . Elinize yüreğinize sağlık ..
Rahmetli ve kıymetli eşim beklentiye girip kafanda kurma sonra üzülüyorsun derdi. Bu tip günleri çok önemsemez ama her gittiği yerde beni düşündüğünü belli ederdi. Sevgi çok kıymetli kaybetmeden değerini bilmek gerekli kaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilkendimiz harici beklenti ters etkidir. hayal kırıklığıyla döner. başkalarından değil, kendimizden beklediğimizde değerimizi farkeder ve helal bedel sonucu bedelsiz değerimizin farkettirilmesini hakederiz. dolayısıyla sizin değerinizin farkında olan kişi zaten beklentiye girmenize fırsat vermeyecektir. Allah bedeli kendimize ve değerimizi bilenlere ödemeyi nasip etsin. 🙏🏻 Elinize sağlık ders niteliğinde bir değinme....
YanıtlaSilGamzeye burda tavsiyem yarın için telafi kutlaması beklentisine girmemesi ahahahahah :))))))
Çok güzeldi. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilAnlamlı bir makale, elinize sağlık
YanıtlaSilBeklenti hep üzer
YanıtlaSil👌🏻
YanıtlaSilİnsan düşünüyor, yıllarca kimlerden neler beklemişim! Karşındakini tanımayınca insan kendini de karşısındakini de ne kadar çok üzüyor.
YanıtlaSilHayat insana beklediğini değil , ihtiyacını veriyor… elinize sağlık 💕
YanıtlaSilbeklenti üzer, kendinden beklenti ise insanı güçlendirir, elinize sağlık,
YanıtlaSilbeklemek kadar yorucu bir şsey yok. Kaleminize sağlık
YanıtlaSil