Ayrıldık Ama Cebimde, Çıkardığım Derslerim Var

 


Hava soğumaya başlamıştı. Ayrılıklarının üzerinden tam üç ay geçmişti, dolu, dolu doksan gün. Ahmet, onu düşünmemek için kendisine ekstra işler çıkarıyordu. Zamanının çoğunu çalışarak geçiriyordu. Birileriyle yan yana gelmekten, topluluklarda bulunmaktan kaçıyordu. Eskiden kalabalıkları ne çok sevdiğini düşündü. Sorulardan, nasihatlerden yorulmuştu. Çok eski bir arkadaşı, ısrarla buluşmak istemiş, onu kıramayıp, buluşmuşlardı.

Arkadaşı eski canlı Ahmet’i karşısında göremeyince, biraz da merakından dayanamayarak sordu;

-Ahmet, ne oldu, siz neden ayrıldınız?

Aklından bir sürü şey geçse de, ruhunun yorgunluğundan, dudaklarından sadece iki kelime çıktı.

-Aile olamadık!

Arabaya yürürken, bu kelimeyi üç kere söyledi. Arkadaşları, yakın çevresi, sürekli bunu dile getirseler de, şu an kendine itiraf ediyor gibiydi. Arabaya binince;

- Acaba biz bunu neden başaramadık? Diye, içinden geçirdi.

Eve vardığında, hemen kendini yatağa atsa da, geç saatlere kadar uyuyamadı. Zihninde dolaşan sorular, onu geçmişe götürdü.

İlk evlendikleri yılları düşünürken, “Aslında o zamanlar, fena değildik!” dedi içinden. Ne oldu da iş buraya vardı diye düşünürken, uzun zamandır, bunları düşünmekten kaçtığını fark etti. Bu akşam, kaçması mümkün olamamıştı. Hatta adeta, düşünce denizinin dibine daldı. Eşinin hiçbir isteğini geri çevirmemişti. Yeri gelmiş evin kadını, yeri gelmiş evin erkeği olmuştu.

Çevresindeki mutlu gördüğü kişilerinin öykülerine dışarıdan bir gözle baktı. Daha önce bakıp göremediği ne vardı? Zihninde sıralanan her soru, yeni soruları da beraberinde getiriyordu. Çevresindeki aile olmayı başarmış kişileri gözünün önüne getirip, ağır çekimde izler gibi detaylandırıyordu.

Mutlu gördüğü insanlar, birbirlerinin ihtiyaçlarını giderirken, sanki bir yarış halindeydiler.

Aile olan kişiler, ilişkilerinde yaşadıkları sıkıntılara, ebeveynlerini dâhil etmiyor, birlikte çözüm üretmeye çalışıyorlardı.

Aile olan kişiler, kadın ya da erkek, ilk öncelikleri kendileri oluyorlardı.

Aile olan kişiler, çok konuşmadan birbirlerinin neyden hoşlanıp, neyden hoşlanmadığını bilerek, uyumlu olmaya çalışıyorlardı.

Aile olan kişiler, “Ben..” ile başlayan cümlelerden ziyade, “Biz…” diye başlayan cümleler kuruyorlardı.

Aile olabilen bir kadın, kocasına; “Canım, aşkım…” derken, erkek de “Buyur Sultanım…” diyerek, onu sahipleniyordu.

Aile olan kişiler, birbirlerinin uzvu gibi bütün olabiliyordu.

Kadın hayatına yalnız devam etmek zorunda kaldıysa, eşiyle deneyimlerini evlatlarına aktarırken; “Olsaydı bu işe çok güzel çözümler bulurdu.” Diyerek, buğulu gözlerle geçmişe dalıp gidiyordu.

Karısını kaybeden adam ise; “Ahh hatun, sen olaydın, bana bakışın, beni ayağa kaldırmaya yeterdi. Allah seni vermekle, aslında beni nasıl da rızıklandırmış.” Cümlesini dudakları titreyerek söylüyordu.

Dışarıdaki kirden, zorluklardan ve kaygı veren hayattan, eve gelince, kendini rahat, huzurlu, hissedeceğin bir ailenin olduğunu bilmek, insanı nasılda mutlu ediyordu.

Hayata sorular sordukça, bazen gördüğü, bazen işittiği, bazen de hissettiği, sahneleri tekrar tekrar yaşadı. Düşündü de düşündü. Eli boş olmanın acısını hissetti. O bir erkek olarak, ne kadar da çok şey yapmıştı. Daha fazla vererek, daha çok mutlu edeceğini zannetmişti. Ama zannettiği gibi olmadı. O verdikçe karşı taraf uzaklaştı. Bir süre sonra, kendi istekleri olmaz hale gelmişti. Sevdiği şeyleri yapamaz olmuştu. Karşısındaki ne isterse, ona göre plan yapılıyordu. Artık bunlar geride kalmıştı…

Yeni başladığı hayatında, “Peki şimdi hayattan ne istiyorsun?” sorusu onu gülümsetmeye yetmişti. Çünkü bunu uzun zamandır hiç düşünmemişti. Bugün onu en çok mutlu eden şey öğrendikleriydi. Acı da olsa hatalarını anlamış, pişman olmuş ve aynı hataları yapmamak üzere kendisine söz vermişti. İlişkiyi korumanın yolu dengeyi korumaktan geçiyordu. Bunun içinse yapılması gerekenleri öğrenmişti.

Belki tekrar bir ailesi olurdu, belki de olmazdı. Mesele gerçeği öğrenmek değil miydi?

İnsan için bildiği yolda yürümek, her zaman bilmediği yolda yürümekten daha rahat, kolay ve konforlu olmuştur. İşte bu sebeple, deneyimsel bilgi çok kıymetlidir. Senden önce bu yollardan geçen birileri varsa, acı çekmeden de öğrenebilirsin!

Yeter ki gerçekle, sahteyi ayırt edebil. Yeter ki modelin gerçek olsun…  

 ""Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen gerçeklik ilmidir İnsanın daha mutlu ve başarılı olması için deneyimlerden yola çıkarak, stratejiler üreten bir öğretidir. 

 "Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar. 

 “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç  değişmedi... Aynada ki kişi...Tek başına neler yapabileceğini keşfet; Yahya Hamurcu

Yorum Gönder

25 Yorumlar

  1. Her konuda olduğu gibi aile olmanın önemini deneyimsellesmis bilgiyle öğrenmek çok kıymetli oluyor .Aile içinde yaşanılan problemlere gerçek çözüm bularak ailemizle hayatı daha güzel yapabiliriz.kaleminoze saglik💐

    YanıtlaSil
  2. Çok kıymetli mesajlar. Teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. Gerçekler ilk karşılaştığımız anda bize kabullenmesi zor gelir, sonra olması gerekenleri yaparız ve bir süre sonra bakarız ki aslında hiç de göründüğü gibi değilmiş gerçek dediğimiz meselenin zorluğu.. Gerçeği öğrenebilmek ve hayatının her alanına yayabilmek insanın hayatını kolaylaştırır🌿

    YanıtlaSil
  4. Aile olmanın özelliklerini ne kadar tane tane, ne kadar güzel anlatmışsınız... Ellerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  5. elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  6. Mutlu insanlar, birbirlerinin ihtiyaçlarını giderirken, sanki bir yarış halindeydiler.

    YanıtlaSil
  7. Ders çıkartılması gereken güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  8. Aile demek temel güç demek. Kaleminize saglik🌸

    YanıtlaSil
  9. Gerçek acı da olsa sonunda insanı mutlu eder....

    YanıtlaSil
  10. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  11. Mesele gerçeği öğrenmek ve o yolda ilerleyebilmek..

    YanıtlaSil
  12. Aile olmak bütün olabilmek🌷

    YanıtlaSil
  13. Biz olabilmek kıymetli olan ellerinize sağlık çok güzel bir yazı🌸

    YanıtlaSil
  14. Aile nin anlamını bilmediğimiz de nasıl aile olabiliriz .
    Çok güzel kaleme dökmüş sunuz.teşekkürler.

    YanıtlaSil
  15. Bir erkeği örnek olarak ele almanız zihnimi açtı.Çok güzel anlatmışsınız.
    Çevremde çoğunlukla kadınlar iyi niyetle fazla verici oldukları için dengeyi bozan.

    YanıtlaSil
  16. Dengeyı bozan çoğu zaman aşırı verici olan kasımlar diye düşünüyordum.Bir erkek üzerinden örneklendirmeniz zihnimi açtı.Harika anlatmışsınız.

    YanıtlaSil
  17. Farkındalığın ne kadar önemli olduğunu, bakıp gerçek problemi görebilmenin insanı aydınlık yolun başına çıkarttığını tekrar anladığım bir yazı olmuş 🙏🏻🌸 ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  18. Yüreginize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.. Hata yapmak değil hatalarından sonuç çıkarmak önemli o yüzden, hayatını bizden gerçekte ne beklediğini öğrenerek yol almak önemli .

    YanıtlaSil
  19. Önemli olan gerçeği görüp kaldığımız yerden doğru başlangıçlar yapabilmek kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  20. İnsanın hatalarından ders çıkrması çok kıymetli, bunu sık sık düşünmek gerekiyor ki insan kendine bir şeyler katabilsin, emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  21. Aile nasıl olunur? Sevgi saygı anlayış hoşgörü v.s. herkes biliyor degil mi? Demek ki aile bunları bilmekle olunmuyor. Yada özü bunlar değil. Peki aile nasıl olunuyor?

    YanıtlaSil
  22. İnsanlar hep kendi haklı olduğu yerleri görürler, mesele doğru şeyler yaparken bile oradaki hatalarını farkedebilme olgunluğu kazanmak.. bu kadar doğrumun içinde yanlışım neydi? Bu bizi toparlayacak olan soru..

    YanıtlaSil
  23. İlişkiyi korumanın yolu dengeyi korumaktan geçiyordu.Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  24. aile olmak... ayrıldıktan sonra bile bunu farkedebilmek kıymetli

    YanıtlaSil
  25. İnsana önce iyi bir kendi lazım demişti değerli bir büyüğüm… ne kadar da doğru dedi…
    Denge, denge çok kıymetli. Kendi alanında kalıp başkasının bedelini almadan ve kendi bedelini vermeden yaşamak kıymeli olan…

    YanıtlaSil