Olmazsa Olmaz

 

Camı açtı dışarı baktı. Sonra bir uff çekti Melike. Son günler acayip sıkıcı geçiyordu. İşten ayrılması gerekmişti. Onunla beraber bir sürü arkadaşı işten çıkarılmıştı. Sanki her şey kötü hissetmesi için dizayn olmuştu. Sabah da eşi Gökhan'la tartışmışlardı. Zaten son birkaç ay, bir saat mutlu olsalar, günün geri kalanını kavga ederek geçiriyorlardı. Gökhan’ın işleri yoğunlaşmıştı ve eskisi kadar Melike’ye vakit ayıramıyordu. Gezmeyecekse, eğlenmeyecekse neden evlenmişlerdi ki? Evde oturup akşama kadar Gökhan’ı mı bekleyecekti?

Bir an eski günlerini düşündü. Evlenmeden önce arkadaşları ile buluşur, sabah bir yerde, akşam başka bir yerde, ne güzel gezer, eğlenirlerdi. Tek başına çalışıp kazandığı için hiçbir şeyin parasına bakmaz, istediğini alır, hayatını istediği gibi yaşardı. Oysa şu an öyle miydi? Kendisi de işten çıktığı için harcamalarına dikkat etmesi gerekiyordu. Hatta Gökhan, kendisini bu konuda, bir kaç kez uyarmıştı.

“Hayatım harcamalarımıza dikkat etmemiz gerekiyor. Lütfen özellikle birkaç ay, en azından borçlarımızı toparlayıncaya kadar, gerçekten ihtiyacımız olmayan şeyleri almayalım. Buna internet siparişler de dahil! Olur mu?”

Çünkü henüz düğün borçları bile bitmemişti. Gökhan çoğu zaman ek gelir olsun diye, mesaiye kalıyordu. Bir yandan işin yoğunluğu, yorgunluğu, bir yandan eve geldiğinde Melike’nin sürekli gezme, harcama isteği ve sitemleri Gökhan’ı stresli, sinirli, gergin ve mutsuz bir hale getirmişti. Bir süre sonra işe gitmek, evde durmaktan, daha cazip gelmeye başlamıştı.

Melike, artık sevilmediğini düşünüyordu. Oysa evlenmeden önce öyle miydi? Gökhan sürekli arar, ona sürprizler yapar, güzel mekanlara götürürdü. Evlilik aşamasında da başta her şey güzel olsa da, düğün günü yaklaştıkça, gerginlikler artmaya başlamıştı. Söz, nişan, her şey olması gerektiği gibi olmuştu. Tek taş pırlantası, arkadaşınınkinden daha büyük, daha parlak ve daha pahalıydı. Gören herkes hayran kalmıştı.

Nişan aşamasında gelen hediyeler, alınan kıyafetler, planlanan organizasyonlar, dış mekan çekimleri, her şey Melike’nin istediği gibi en güzeli, en farklısı, kimsede olmayanı olmuştu. Tabi ki kıyaslar bu kadar yükselince, düğün hazırlığı yaparken de aynı istekler fazlalaşarak devam etmişti. Süpürge kesinlikle o marka olmalıydı. Fonksiyonlu bir kahve makinesi alınmalıydı. Gelinliğini falanca moda evine diktirmedikten sonra arkadaşları ne derdi? Çevresindeki evlenen arkadaşlarının eksik bir şeyi yokken, en popüler markaları kullanıyorlarken, o da her detaya dikkat ediyor, kimseden aşağı kalmak istemiyordu. Neticede o da her şeyin en iyisini hak ediyordu. 

Düğün alışverişi sırasında, bu talepkar ve halden anlamaz tutum, Gökhan’ı üzüyor, zorlansa da, “Yüzdük, yüzdük, kuyruğuna geldik!” diyerek, belli etmemeye çalışıyordu. Her şeye kendisi koşturduğu için Melike’nin istekleri karşısında, maddi olarak zorlanmaya başlamıştı.

“Hayatım bunu düğünden sonra alsak olmaz mı? Gerçekten buna ihtiyaç var mı? Şu da güzel görünüyor. Bayağı fiyat farkı var. Bunu alsak olmaz mı?” gibi cümlelerle durumunu izah etmeye çalışsa da Melike anlamıyor, sürekli “Bir kere evleniyoruz Gökhan!” deyip tartışma başlatıyordu.

Gökhan sırf huzursuzluk olmasın diye, istekleri çaresizce kabul ederek, iyice borçlanmıştı. Koltuk takımından, avizeye kadar, “En değişiği, en güzeli bizimki olsun!” derken, ipin ucu kaçmıştı. Düğün lüks bir salonda, en kaliteli menü seçilerek, organize edilmişti. Tabi sonrasında, olmazsa olmaz, balayına da gidilmişti. Bir fotoğraf bile paylaşmayacaklarsa, bu kadar masrafı ne diye yapmışlardı?

Melike her anı ölümsüzleştirmeye çalışıyordu. O kadar ki resimlerde nasıl çıktım diye bakmaktan, nereye gittiğinin, ne yediğinin, nereleri gezdiğinin farkında bile değildi. Paylaşımlara aldığı beğeni ve yorum sayısı arttıkça, daha da mutlu oluyordu. Öte yandan Gökhan, döndüğünde bunca borcun altından nasıl kalkacağını düşünmekten, uyku uyuyamıyor, sonrasında da mutsuz ve gergin oluyordu. Öykü böyle başlamış, çok geçmeden de kavgasız günleri olmamıştı.

Melike açtığı pencereden dışarı bakarken, içeride çalan telefonun sesini duydu. Canı sıkkın olduğu için “Amaann, kim arıyor şimdi?” diye söylenerek, oturma odasına yöneldi. Seda’nın aradığını görünce bir anda sevindi.

Seda lise arkadaşıydı. Yeni nişanlanmıştı. Telefon da, “Bazı konularda fikrine ihtiyacım var. Müsaitsen buluşup bir kahve içelim mi? ” diye sormuştu. Melike; “Nerde buluşacağız bu sıcakta, hadi çıkda bana gel!” diyerek, Seda’yı eve davet etti. En azından arkadaşına yeni evini gezdirir, düğün ve balayı resimlerini gösterir, kız kıza laflarlardı. Bu gün de sıkıntısını geçirecek bir aksiyon olmasına sevindi. 

Kalktı hemen, yalandan evi toparladı. Bir saat geçmemişti ki arkadaşı geldi. Hemen mutfağa geçip, kahvelerini yapıp, sohbete başladılar.

-Eee anlat bakalım arkadaşım evlilik nasıl gidiyor? Kilo mu aldın biraz?

- Sedaa kiloyu karıştırma! Açık büfe balayı, benim ayarlarımı bozdu. Toparlıycam. Evliliği sorarsan, bilemedim, şu an çok sıkıcı, hiç hayal ettiğim gibi değilmiş. Sanki o ilk zaman olan sevgi azaldı. Gökhan sürekli gergin ve mutsuz. Çoğu zaman tartışıyoruz, ne yapacağımı, nasıl davranacağımı bilmiyorum! Aman neyse, sana da bunları anlatmayayım. Beni bırak, sizin hazırlıklar nasıl gidiyor? Aldın mı eksiklerini, her şeyi tamamlayabildin mi? Balayını ayarladınız mı? Nereyi düşündünüz? Diye, ardı, arkası kesilmeyen sorularını sıraladı. 

Seda, Melike’nin bu heyecanlı tavrına karşın, gülümsedi.

- Biliyor musun, biz Anıl’la en başta bir anlaşma yaptık. Bir birimizi hiç darlatmayacağız. Neticede hiçbir şey bizim huzurumuzdan daha önemli değil. Özellikle, “Olmazsa olmaz!” gibi gösterilen şeyleri, yapmama kararı aldık. Tek taşmış, pahalı evlilik teklifiymiş, gelin arabası süslemeymiş, bunların hiçbirisi bizim listemizde yok. Kendimizi gereksiz borca ve sıkıntıya sokup, sonra ne yapacağız, nasıl toparlanacağız diye dertlenmek istemiyoruz. Elzem ihtiyaçlarımızı aldık, bazı şeyleri de düğünden sonraya bıraktık. Evlendikten sonra beraberce yapacağımız, uğraşlarımız da kalsın istedik. Hem elimiz rahatlar, hem de eksiklerimizi tamamlaya çalışarak, vaktimizi geçiririz diye düşündük. Her şeyimiz tam olsa, ne ile uğraşacağız ki? Zaten her şey ateş pahası. Sıkışıp da, şu mutlu günleri kendimize zehir etmeye değer mi?”

Duydukları Melike’de şok etkisi yapmıştı. Bir an tüm bunları, kendisi için değil de, başkalarının yaşamlarına özendiğinden yaptığını fark etti. Ruh eşim dediği, daha arkadaşken bile bütün sorunlarını beraberce hallettiği, “Onsuz nefes alamam!” dediği Gökhan, eşi olunca neden bu hale gelmişti? Şimdi daha iyi anlıyordu. Melike devam etti;

-Hatırlıyor musun Ayşe hocayı? Derdi ki; “Evlilik akan bir derede, el ele karşıya geçmek için gerektiğinde tek bir taş üzerinde, dengede kalmaktır!’’ Bir de bize bakıyorum, bir an, taşın üstünde kalabilmek için birbirimizi iter olmuşuz!

Seda’nın sözleri, Melike’nin içinde bulunduğu duruma, tam bir cevap olmuştu. Kendisi farkında olmasa da Seda, öyle bir ihtiyaç gidermişti ki! Hiç bir şey “Olmazsa, olmaz!” değildi. Eşiyle o çok bayılarak aldığı, 36 ay vadeli koltuk takımında, kaç kez huzurla oturmuşlardı ki? “Başkası ne der?” diye düşünüp, sahte mutluluklar yaşamanın, aşırılaşıp, ihtiyaçtan fazlasını tüketmenin, kime ne faydası olmuştu?

Melike, az ile mutlu olabilmenin, “Olmazsa olmaz!” olduğunu, çok geç olmadan anlamıştı!  

 ""Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen gerçeklik ilmidir İnsanın daha mutlu ve başarılı olması için deneyimlerden yola çıkarak, stratejiler üreten bir öğretidir. 

 "Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar. 

 “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç  değişmedi... Aynada ki kişi...Tek başına neler yapabileceğini keşfet; Yahya Hamurcu

Yorum Gönder

20 Yorumlar

  1. İstekleri doğru yere oturtmayınca ilişkide huzur hakkın olmuyor.

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten çok güzel anlatılmış. Herşeyin maddeye dayalı olduğu bu zamanda , elalem ne der aman herşeyim kusursuz olmalı , mükemmel olmalıyım diye diye güzel başlanan tüm ilişkilerin nişan atma yada evlilikten hemen sonra boşanmaya varmasının sebebi işte bunlar.

    YanıtlaSil
  3. Çok güncel bir yazı. Tam da yaşanan şeyler. Duygularınıza sağlık

    YanıtlaSil
  4. Evlenecekler , ve evlilik kararı alacakların Neyi isteyip , nelerden vazgeçeceklerini anlatan ve idrak etmelerini sağlayan bir farkındalık yaratacak bir anlatım olmuş .teşekkürler.

    YanıtlaSil
  5. Uğruna kendimizi üzgüğümüz, etrafımızdakilerin gönlünü kırdığımız çoğu şey olmasa da olurdur aslında..

    YanıtlaSil
  6. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Az ile yetindigimizde evimizdeki huzurun arttığını görüyoruz. Tıpkı eskilerin yaşadığı gibi...kaleminize sağlık 🌺🍉

    YanıtlaSil
  8. Günümüz evliliklerine ithafen güzel bir yazı olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Ayse Nur Varli10 Eylül 2024 03:12

    Îstekler kontrol altina alinmadiginda cok yipratici sonuclara sebep oluyor. Istekler beklentiyi arttirirken en sevdigini gozunde itici yapiyor.

    YanıtlaSil
  10. Somut olan herşey geçici ve bu somutluklar için çiftler gereksiz yüklerin altına giriyorlar. En güzel geçebilecek günlerine gölge düşürüyorlar. Bu durum öyle yaygın ki günümüzde. Yazı güncel durumu çok güzel anlatıyor. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  11. Alışveriş sitelerinden bir ihtiyaç için girdiğimiz neredeyse her ürüne (pahalı olanlar özellikle ) "Çeyizime aldım" yorumlarının olduğu bir dönem de ne kadar da anlamlı bir yazı.Bir şeyler de eksik kalsa çeyizinde nasıl mutlu olacaksın bir bilsen:)

    YanıtlaSil
  12. İnsan başkasını memnun edeyim derken hayatını zindan edebiliyor🌸

    YanıtlaSil
  13. Ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  14. Olmaz, olmaz deme hiç
    Olmaz, olmaz 🎵🎵🎵

    YanıtlaSil
  15. Günümüzde kıyaslarımızı en çok bozan şey bu yarış hali... çok güzel anlatmışsınız, ellerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  16. Her evde harcamalarımıza dikkat edelim diyen ve etmeyen birileri oluyor galiba :)

    YanıtlaSil
  17. Olmasa da olur ☺️
    Emeğinize sağlık 🪷

    YanıtlaSil
  18. Olmazsa olmazlarımız bizi mutlu etmeye yetmiyor.

    YanıtlaSil
  19. Soyut somuttan üstündür

    YanıtlaSil
  20. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil