Ofisin penceresinden içeri süzülen güneş adeta gözlerine bir iğne gibi batıyor, canı acıyordu. Yine ertelediği dosyalar, dilekçeler yüzünden bütün gece sabaha kadar çalışmak zorunda kalmış ama yine de yetiştirememişti. Uykusuzluktan ağrıyan başı, acıyan gözleriyle müvekkil uyduracağı yalanları döndürüyordu zihninde.
Ofisteki koltukta büzüşerek uyuyakalmış, çok üşümüştü.
-‘’ kahretsin beynim patlayacak sanki ‘’ diyerek toparlanmaya çalıştı. Ceketi, kravatı her şeyi darmadağın, pantolonu kırış kırış olmuştu.
Şu an pijamalarımla yatağımda olmayı ne kadar çok isterdim. Buna çok ihtiyacım var diye iç geçirerek, kahve makinasına bir kahve koydu. Sigarasını yakıp, kahvesiyle birlikte ofisin balkonuna çıktı. Saat 09.00 u gösteriyordu. Birazdan telefonlar çalmaya başlar, müvekkil kafa şişirmek üzere sıraya dizilirler diye söylendi.
Ertelediği dosyalar o kadar birikmişti ki, ne yapacağını bilemiyordu. Bu yüzden sürekli yalan söylüyor, söylediği yalanları birbirine karıştırıyordu.
Ertelediği işlerle birlikte yalanlarda büyüyordu.
Ertelenen her şey büyür.
Ofisi ve dolapları darmadağındı. Her şeyi birbirine karıştırmış, ha bugün ha yarın toplayacağım diye ertelemekten ofisi inanılmaz bir hal almıştı.
Telefonlar çalmaya başlamış, müvekkiller ardı sıra arıyorlardı. Bir yandan ofisi toparlamaya çalışıyor, bir yandan telefonlara cevap veriyordu.
-Sizin dosyanızı salı günü teslim edeceğim. Yok yok pardon, Salı olmaz, Çarşamba teslim ederim. Hımm çarşamba günü de toplantım var... diyerek, yalan ve bahanelerle sürekli erteliyordu.
Apartman aidatı, ofisin elektrik, su, doğalgaz faturaları aylardır ödenmeyi bekliyor, ertelendikçe büyümeye devam ediyordu.
Şehrin bilinir, başarılı avukatlarından biriydi ama bu erteleme davranışı ona puan kaybettiriyordu.
Davaları kendine has bir yorumlama yeteneği vardı. Kıdem olarak ondan çok önce mesleğe başlamış yaşça büyük avukatlar, davalarını yorumlatmak ve dilekçe yazdırmak için ona gelirlerdi. Yazdığı dilekçelerle, dava yorumlamalarındaki başarılarıyla, kaybettiği dava neredeyse yoktu.
Fakat içinde bulunduğu bu durumu toparlayamıyor, kahve ve sigarayı bırakmayı erteledikçe, miktarını da günden güne daha da artırıyordu. Bu durumdan son derece rahatsız olan eşi, bu konuda sürekli uyarılarda bulunuyordu ama Gökhan, bildiğini okumaya devam ediyordu.
Kahvesiz güne başlamayı düşünemiyorum. Lütfen sabah keyfim, kahveme ve sigarama dokunma! o benim en büyük mutluluğum diyordu ama mutlu da değildi.
Eşi Merve’nin arkadaşları;
-Senin eşin avukattı değil mi Merve? Bizim bir avukata ihtiyacımız var dediklerinde,
-Ben tavsiye etmiyorum, kendisi çok yoğun, işlerinde aksamalar oluyor sonra ben mahcup oluyorum. Diyerek eşine gelen işleri kabul edemiyordu.
Bir işi ertelediğinde, tüm gün döngüsünü, yapılması gerekenleri, toplamda hayatını ertelediğini göremiyordu Gökhan…
Bir dosyayı ertelemesiyle, işini, kazanacağı parayı, tatilini, eşini, çocuklarını, uykusunu, beslenmesini ve toplamda sağlığını ertelediğini fark edemiyordu.
Yaşam kalitesi günden güne bozuluyor, sağlıksız besleniyor, uykusuz kalıyor, bağımlılıklarıyla baş edemiyordu. Yine ofisten eve çok geç geldiği bir gecenin sabahında kendini iyi hissetmediğini fark etti. Yataktan kalkamıyor başı dönüyordu. Kalkabilmek için eşinden yardım istedi ve toparlanamayacağını anlayınca doktora gitmeye karar verdiler. Eşi Merve, kendini ve eşini hızlıca hazırladı koluna girip destek olarak asansörle otoparka indirdi. Merve, eşini arka koltuğa yatırarak direksiyona geçti. Son derece soğuk kanlı bir şekilde süreci yönetti ve hastaneye vardılar. Yapılan tetkikler sonucunda, uykusuzluk, sağlıksız beslenme, yoğun kahve ve sigara kullanımından kaynaklı rahatsızlıklar tespit edildi. İç organlarında, Karaciğer büyümesi, dalak büyümesi, kalp büyümesi teşhisleri konuldu. Gökhan çok üzgündü. Neden bu duruma geldiğini çok iyi biliyordu ve çok pişman olmuştu.
Ertelediği her şeyle birlikte, organları da büyümüştü…
Doktoru Rıza bey;
Evet Gökhan bey, istirahat etmeniz, yaşam kalitenizi yükseltecek bir şekilde hayatınıza uyku, beslenme, iş çalışma saatleri gibi yeni düzenlemeler getirmeniz gerekiyor. Yaşınız çok genç lütfen dikkat edin, hayat ertelenmeye gelmez, ertelediğiniz her şey daha da büyür sonra hepimiz çok üzülürüz dedi.
""Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen gerçeklik ilmidir. İnsanın daha mutlu ve başarılı olması için deneyimlerden yola çıkarak, stratejiler üreten bir öğretidir.
“İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi... Aynada ki kişi...Tek başına neler yapabileceğini keşfet; Yahya Hamurcu“
%20(1).jpg)
17 Yorumlar
Ertelediğimizde en ufak,basit birsey bile büyüyor. İnsan hayatındaki problemleri çözmediğinde kim bilir nasıl büyür
YanıtlaSil3-5 cümle bi söz fakat çok derin bi konu… yazacak çok şey var.. Teşekkürler deyim💕
YanıtlaSilNe nelerle ilişkili... Elinize sağlık...
YanıtlaSilErtelenen herşey büyür🌸
YanıtlaSil"Ertelediği her şeyle birlikte, organları da büyümüştü…" Ellerinize sağlık 🌸
YanıtlaSilSonra yaparım dedikçe yapamamak....kaleminize saglik🍉😊
YanıtlaSilVaktinde yapılmayan herşey tam bir stres sebebi
YanıtlaSilBir kalem tutmak bile ertelenmez
YanıtlaSilHayat ertelemeye gelmez, sonra üzülürüz.. Dikkatli olmak lazım. Elinize sağlık :)
YanıtlaSilelinize sağlık
YanıtlaSilErtelemek insanın yükünü arttırıp toplamda yaşam kalitesini düşürür. 🌸
YanıtlaSilNeden bu kadar erteliyoruz her şeyi acaba...?
YanıtlaSilErtelemek günümüzün en önemli sorunu.
YanıtlaSilBir işi ertelediğinde, tüm gün döngüsünü, yapılması gerekenleri, toplamda hayatını ertelediğini göremiyor insan...
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilElinize sağlık 🌷
YanıtlaSilKaleminize sağlık… 🌸
YanıtlaSilHerşey herşeyle ilişkili… O kadar doğru ki… ertelenen herşey büyür…