Her güneşin doğması ile birlikte yeni problemlerimize uyanırız her sabah. “Şimdi ne yapacaksın? Biraz daha yatakta kalacak mısın, yoksa hemen kalkacak mısın?” “Bugün ne giyeceksin? Bugün nerelere gideceksin?” “Kimlerle görüşeceksin? Kimlerle hangi sorunları yaşayacaksın?”
İnsanoğlu hayata problem çözmek için gelir. Peki problem nedir? İlkokulda matematik dersinde kesirli sayılarla problemler çözerdik. Ortaokulda havuz problemlerini, işçi problemlerini, lisede ise daha üst versiyonda matematik problemleri çözerdik. Seviye arttıkça problemler de zorlaşırdı. Tıpkı hayattaki problemlerimiz gibi, her yaş aldığımızda problemlerimiz de bizimle birlikte büyüyor. Gelen problemi çözdükçe yaşantımızda daha marifetli oluyoruz. Şikâyet etmek yerine o problemleri çözmek insanı yaşamında bir üst seviyeye çıkartıyor.
Hayat her insana her konuda imkân vermiyor. Bazı insanların maddi durumu iyi olur, ama ailesi ile ilgili sıkıntılı durumları olur. Bazılarının ilişkileri iyidir, ama maddi sıkıntısı vardır. Bazısının iş hayatı güzeldir, ama sağlığı iyi değildir. Bazısının sağlığı iyidir, ama mutlu olacağı ilişkileri yoktur. Yani her canlının bu hayatta uğraştığı illa ki bir problemi vardır. Bir karıncanın problemi; ekmek kırıntısını yuvasına taşımak, bir aslanın problemi; sürüsüne iyi bir lider olmak, onların güvenliğini sağlamaktır. Bir balığın problemi; ava giderken başka bir balık tarafından avlanmamaktır. Bir böceğin problemi; kuşlara yem olmadan hayatta kalabilmektir.
Peki insan dışındaki canlıların da problemi varsa problem ne demektir?
Bazı insanlar “Hayatımı anlatsam roman olur.” derler. “Dizilere konu olur.” derler. “Dertler derya olmuş” denilir ve genelde problemsiz bir hayatın hayali kurulur. Ama ne var ki problemsiz bir hayat istedikçe problemler silsilesi ile karşı karşıya kalınır.
Problem; insana gelen sorulardır. Yukarıda bahsettiğimiz matematik soruları gibi diyebiliriz. Her soruyu çözdükçe problem çözme marifeti de artar. Ve hayatın içinde daha güçlü ve marifetli oluruz. Problemlerden kaçtıkça, ya da şikayet ettikçe problemler de büyür ve çözmesi daha da zorlaşır. Emir ve Cihan’ın öyküsünde olduğu gibi
Emir ve Cihan özel bir okulda lise son sınıf öğrencileridir. Emir ünlü bir iş adamının oğlu iken Cihan geçimini çiftçilik ile sağlayan Anadolu’ nun bir köyünde yaşayan bir ailenin oğludur. İlkokuldan beri çok çalışkan ve sorumluluk sahibi bir gençtir. Girdiği bursluluk sınavını kazanınca özel bir okulda okumaya hak kazanır ve İstanbul’a gelir. Okulun yurdunda kalmak durumundadır. Emir ile lise birde tanışırlar. Samimi bir arkadaşlıkları olur. Arada sırada Emir, Cihan’ ı evine davet eder. Ailesi de Cihan’ ı çok severler. Oğullarının böyle iyi ahlaklı, çalışkan bir çocukla arkadaşlık etmesine sevinirler. Çünkü Emir yetişme tarzından dolayı biraz şımarık büyümüştür. Hayatında “Hayır” cevabını ya da “Yok” kelimelerini neredeyse duymamıştır.
Cihan ise zorluklarla büyüdüğü için ailesine yük olmaktan çekinmiş onlardan genelde bir şey istememeyi kendisine öğretmişti. Bazen köydeyken bahçe sahiplerinin yanında çalışarak kendi harçlığını kazanmıştı. Bazen kasabaya inip pazarda hamallık yapmıştı. Bazen de babası ile birlikte yetiştirdikleri ürünleri uzak yerlerde satmaya gitmişti. Erken yaşta hayatla yoğrulduğu için marifetli bir genç olmuştu. Okulda da tüm derslerindeki başarısı öğretmenleri tarafından takdir ediliyordu. Genelde boş kaldığında diğerleri sinemaya, kafeye giderken Cihan kütüphaneye kaçar ders çalışırdı. Emir ise onu göremediğinde onu nerede bulacağını iyi biliyordu.
“Cihan, abi hadi ne yapıyorsun burada?”
“Ders çalışıyorum.”
“Oğlum hadi dışarıda takılacağız. Gel sen de biraz hava alırsın. Ben seni bırakırım dönüşte.”
“Emir beni bırak sen gitmek istiyorsan git. Bu sene sıkı çalışıp sınavı kazanmam lazım.”
“Oğlum bak zaten iyisin derslerinde. Çok abartıyorsun şu üniversite sınavını.”
“Senin için söylemesi kolay. Sen zaten özel okulda okuyacaksın. Ama benim öyle bir durumum yok. Şimdi oyalama beni çözmem gereken bir sürü soru var.”
“O zaman sana sorularınla mutluluklar.” diyerek Emir arkadaşlarıyla arabasına binerek her zaman gittikleri kafeye gitti.
Zaman su misali akıp gitti ve ikisi de okullarını bitirip iş hayatına atıldılar. Cihan başladığı yeni iş hayatında yine tek başına hayatta kalma mücadelesi veriyordu. Aldığı maaşından ailesine gönderiyor, babasının hastalık sürecinde tedavisini karşılıyordu. Aynı zamanda kardeşlerinin de okumaları için elinden gelen desteği veriyordu.
Cihan şikayet nedir bilmezken, Emir babasının şirketinde olmasına rağmen her gün annesine şikayetleniyordu.
Problemlerini kendi çözmeyen insanlar şikayetçidirler. Mutlu olmaları çok zordur. Çözümü başkalarından bekledikleri için hayatın içinde marifetlenemezler. İnsanların yükünü hafifletmek yerine insanlara yük olurlar.
Hayat ise problem çözme marifeti olanları mutlu eder.
""Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen gerçeklik ilmidir. İnsanın daha mutlu ve başarılı olması için deneyimlerden yola çıkarak, stratejiler üreten bir öğretidir.
“İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi... Aynada ki kişi...Tek başına neler yapabileceğini keşfet; Yahya Hamurcu“
13 Yorumlar
Bir solukta okuduğum gerçek bir yazı olmuş… Kaleminize sağlık 🌸
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı
YanıtlaSil
YanıtlaSilŞikayet kolaya kaçan insanın ahvalidir..Gerçek hayattan güzel bir yazı..
Aslında her sikayetle mutsuzluğumuzu dizayn ediyoruz. Problem çözme marifetimizin gelişmesi dileği ile...
YanıtlaSilAnlamlı bir yazı. Zamanın problemleri🪻
YanıtlaSilŞikayet insana gün kaybettiriyor... Kaleminize sağlık.
YanıtlaSil"Hayat her insana her konuda imkân vermiyor. Yani her canlının bu hayatta uğraştığı illa ki bir problemi vardır." bu bile insanı rahatlatmaya yeter bir cümle aslında.
YanıtlaSilÇözüm insALLAH
YanıtlaSilŞikayet insanın problemi çözmesini engeller. İnsan problemini çözmeyince de marifetsizleşir. Elinize sağlık.
YanıtlaSil🌼🐣
YanıtlaSilElinize sağlık çok güzel bir yazı 🌷
YanıtlaSilŞikayet eder bir durumda beklentili, marifetsiz ve yük olmak...
YanıtlaSilYük alan olabilmek duâsıyla🤲🌸
Günümüzün problemini ortaya koyan güzel bir yazı elinize sağlık.🌻
YanıtlaSil