BASAMAĞI KÜÇÜLTMEK


Vildan çevresindeki hiçbir şeye dikkat etmeden, bilinçsizce, caddenin bir başından sonuna kadar yürümüştü. Evden hırkasını sırtına atıp çantasını bile almadan çıkmıştı. Sadece dışarıda olmak istemişti. Evin duvarları üstüne üstüne gelmiş, kendini boğulacak gibi hissetmişti. Evlilik hayatına oturtmuş, ama iş hayatını istediği hale getirememişti. Her şeye koşturuyor, verilen projeleri elinden geldiğince iyi yapmaya çalışıyor, yine de yetişemiyordu. Eve iş bile getirdiği oluyordu. Ama bir türlü başaramıyordu.

  •       Neydi eksik olan?
  •       İşin başı neden bu kadar zordu?
  •       Bu çıraklık ne zaman bitecekti?

T   Tanıdık Bir Yüz

Bir süre bu düşüncelerle yürüdükten sonra tekrar geri döndü. Bu şekilde ne kadar zaman geçti hiç farkında değildi. Ta ki birisinin elini tuttuğunu hissettiğinde aniden durdu. Karşısında eski komşuları, Ayşe teyze vardı. Bir an göz göze geldiler.  Ayşe teyze, bir aksilik olduğunu anlamıştı. Gülümseyerek, meraklı gözlerle Vildan’a bakıyordu.

“Hayırdır yavrum, iyi misin? Bu kadar volta attığın yeter. Biraz dinlen istersen. Bize gidelim, ben güzel bir çay demleyeyim. Hem dinlenir hem dertleşiriz. Olur mu?”

Vildan, iç algısından çıkmış, boş gözlerle Ayşe teyzeye bakıyordu. İçine bir rahatlama gelmişti. Geçmişten gelen bu tanıdık yüze hiçbir şey diyemeden, sadece kafasını sallayarak onay vermişti. Konuşmadan, sessizce yürüyerek, arka sokaktaki iki katlı ahşap eve girdiler. Ahşabın kokusu, her adımında çıkan gıcırtı sesleri, Vildan’a anlayamadığı bir huzur vermişti.

Ayşe teyze, onu oturtmuş, mutfağa çayı demlemeye gitmişti. Vildan etrafa bakınıyordu. Her şey tıpkı eskisi gibi yerli yerindeydi. Sahi, evleninceye kadar bu eve ne çok girip çıkmıştı. Ne zaman başı sıkışsa, içinden çıkamadığı bir durum olsa, soluğu bu evde alırdı. Ayşe teyzeye danışır, tavsiye isterdi. Ayşe teyze, okumuş yazmış bir insan değildi. Ama hani derler ya; “Hayat okulu…” işte orada kendini yetiştirmişti. 

Öğrenmeye meraklıydı. Her duyduğunu, hemen doğru olarak kabul etmezdi. Önce kendi düşünce süzgecinden geçirirdi.

-        Söylenenler doğru mu?

-        Bu öğrendiği bilgi fayda verecek mi?

-        Bunu hayatına geçirebilecek mi?

-        Yaparken keyif de alacak mı?

Çok soru sorardı. Öğrendiklerinden ders çıkaran bir zihin yapısı vardı.


Vildan cam kenarına oturmuş, sardunyanın kokusunu içine çekiyordu. Tam yeniden dalıp gidecekken, Ayşe teyze iki bardak çay ile içeri girdi. Tavşan kanı çayları sehpaya koyup, Vildan’ın karşısına oturdu. Göz göze geldiklerinde;

“Anlat bakalım, nedir senin içini kemiren kurt?” diye sordu.

Tüm dikkatiyle dinliyor, aklına takılan yerleri, detaylarıyla soruyordu. Konuşmak, arada pencereden, masmavi gökyüzüne bakmak, Vildan’ı sakinleştirmişti. Sorulan sorulara cevap vermek ise zihnini biraz daha açmıştı. Cevapları düşünmüş, olayın doğru ve yanlış yerlerini birbirinden ayrıştırmıştı. Güzel ve çirkin tarafları daha net görmeye başlamıştı. Sıra gelmişti çözüme.


Küçük Adımların Gücü

Ayşe teyze çayından bir yudum aldıktan sonra söze başladı.

“Vildancığım, insan merdivenleri çıkarken, basamaklar çok yüksek olursa, çıkmakta zorlanır. Biliyor musun, problemleri çözerken de aynı şey geçerlidir. Çözüm basamaklarını çok yüksek tuttuğumuzda ikinci basamağa geçemeyiz. Bu da çoğu kez yaşadığımız sorunları asla çözemeyeceğimizi hissettirir. Aslında böyle durumlarda çözüm çok basittir. Basamağın yüksekliğini azaltmak gerekir. İlk adım olarak, gücün neye yetiyorsa oradan başlamak ve bunun sürekliliğini sağlamak kıymetlidir. Bu şekilde rutinin oluştuktan sonra, ilk çıraklığı atınca, çıtanı biraz daha yükseltip, ikinci basamağa çıkabilirsin.”

Vildan kendisini bu kadar zorlayan bir problemin çözümünün, bu kadar basit olabileceğini düşünmemişti. Çayından bir yudum aldı. Artık zihni çok rahattı. Sevgiyle birbirlerine bakıp, gülümseyerek sarıldılar. O tanıdık evden, yine mutlu ayrılmanın sevinciyle, evine dönmek üzere müsaade istedi.  




 ""Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen gerçeklik ilmidir İnsanın daha mutlu ve başarılı olması için deneyimlerden yola çıkarak, stratejiler üreten bir öğretidir. 

 "Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları; insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar. 

 “İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç  değişmedi... Aynada ki kişi...Tek başına neler yapabileceğini keşfet;"

 Yahya Hamurcu

Yorum Gönder

8 Yorumlar

  1. Problem sandığı kadar küçük olmayabiliyor ya da çözüm o kadar zor...

    YanıtlaSil
  2. Problem çözerken basitten başlamak insanı çözüme götürür

    YanıtlaSil
  3. Gerçekten de basite disiplin olmak insanın küçümsediği ve uygulamada tökezlediği bir nokta. İnsan baştan her şey tam olsun, hızlı olsun derken iş yükünün altında eziliyor. Halbuki ufak ufak atılan her adım insanı amacına yaklaştırırken hemen her şey iyi olsun istemek insanın motivasyonunu kaybetmesine sebep olabiliyor. Yazı çok akıcı bir dille yazılmış 👏🏻

    YanıtlaSil
  4. Zeynep Demirci23 Eylül 2025 07:07

    Her zorun kolaylaştırılmış hali.. Ne kadar güzel.. Aslında insan isterse hedefine ulaşmak zor değil..

    YanıtlaSil
  5. Büyük değişimler küçük adımlarla başlar…

    YanıtlaSil
  6. “Büyük değişimler küçük adımlarla başlar”

    YanıtlaSil
  7. Zeynep Demirci30 Eylül 2025 10:07

    Yapabileceklerine insanın yönelmesi insanı başarıya yaklaştırıyor.

    YanıtlaSil
  8. Ayşe Nur Varlı3 Aralık 2025 11:57

    İnsanın gözünde büyüttüğü şeyler hiçte göründüğü gibi olmuyor.

    YanıtlaSil