- Neydi
eksik olan?
- İşin
başı neden bu kadar zordu?
- Bu
çıraklık ne zaman bitecekti?
T Tanıdık Bir Yüz
Bir süre bu düşüncelerle yürüdükten sonra tekrar geri döndü. Bu şekilde ne kadar zaman geçti hiç farkında değildi. Ta ki birisinin elini tuttuğunu hissettiğinde aniden durdu. Karşısında eski komşuları, Ayşe teyze vardı. Bir an göz göze geldiler. Ayşe teyze, bir aksilik olduğunu anlamıştı. Gülümseyerek, meraklı gözlerle Vildan’a bakıyordu.
“Hayırdır yavrum, iyi misin? Bu kadar volta attığın yeter. Biraz dinlen istersen. Bize gidelim, ben güzel bir çay demleyeyim. Hem dinlenir hem dertleşiriz. Olur mu?”
Vildan, iç algısından çıkmış, boş
gözlerle Ayşe teyzeye bakıyordu. İçine bir rahatlama gelmişti. Geçmişten gelen
bu tanıdık yüze hiçbir şey diyemeden, sadece kafasını sallayarak onay vermişti.
Konuşmadan, sessizce yürüyerek, arka sokaktaki iki katlı ahşap eve girdiler.
Ahşabın kokusu, her adımında çıkan gıcırtı sesleri, Vildan’a anlayamadığı bir
huzur vermişti.
Ayşe teyze, onu oturtmuş, mutfağa çayı
demlemeye gitmişti. Vildan etrafa bakınıyordu. Her şey tıpkı eskisi gibi yerli
yerindeydi. Sahi, evleninceye kadar bu eve ne çok girip çıkmıştı. Ne zaman başı
sıkışsa, içinden çıkamadığı bir durum olsa, soluğu bu evde alırdı. Ayşe teyzeye
danışır, tavsiye isterdi. Ayşe teyze, okumuş yazmış bir insan değildi. Ama hani
derler ya; “Hayat okulu…” işte orada kendini yetiştirmişti.
Öğrenmeye meraklıydı. Her duyduğunu,
hemen doğru olarak kabul etmezdi. Önce kendi düşünce süzgecinden geçirirdi.
-
Söylenenler
doğru mu?
-
Bu
öğrendiği bilgi fayda verecek mi?
-
Bunu
hayatına geçirebilecek mi?
-
Yaparken
keyif de alacak mı?
Çok soru sorardı. Öğrendiklerinden ders çıkaran bir zihin yapısı vardı.
Vildan cam kenarına oturmuş,
sardunyanın kokusunu içine çekiyordu. Tam yeniden dalıp gidecekken, Ayşe teyze
iki bardak çay ile içeri girdi. Tavşan kanı çayları sehpaya koyup, Vildan’ın
karşısına oturdu. Göz göze geldiklerinde;
“Anlat bakalım, nedir senin içini
kemiren kurt?” diye sordu.
Tüm dikkatiyle dinliyor, aklına
takılan yerleri, detaylarıyla soruyordu. Konuşmak, arada pencereden, masmavi
gökyüzüne bakmak, Vildan’ı sakinleştirmişti. Sorulan sorulara cevap vermek ise
zihnini biraz daha açmıştı. Cevapları düşünmüş, olayın doğru ve yanlış
yerlerini birbirinden ayrıştırmıştı. Güzel ve çirkin tarafları daha net görmeye
başlamıştı. Sıra gelmişti çözüme.
Küçük Adımların Gücü
Ayşe teyze çayından bir yudum aldıktan sonra söze başladı.
“Vildancığım, insan merdivenleri çıkarken, basamaklar çok yüksek olursa, çıkmakta zorlanır. Biliyor musun, problemleri çözerken de aynı şey geçerlidir. Çözüm basamaklarını çok yüksek tuttuğumuzda ikinci basamağa geçemeyiz. Bu da çoğu kez yaşadığımız sorunları asla çözemeyeceğimizi hissettirir. Aslında böyle durumlarda çözüm çok basittir. Basamağın yüksekliğini azaltmak gerekir. İlk adım olarak, gücün neye yetiyorsa oradan başlamak ve bunun sürekliliğini sağlamak kıymetlidir. Bu şekilde rutinin oluştuktan sonra, ilk çıraklığı atınca, çıtanı biraz daha yükseltip, ikinci basamağa çıkabilirsin.”
Vildan kendisini bu kadar zorlayan bir
problemin çözümünün, bu kadar basit olabileceğini düşünmemişti. Çayından bir yudum
aldı. Artık zihni çok rahattı. Sevgiyle birbirlerine bakıp, gülümseyerek
sarıldılar. O tanıdık evden, yine mutlu ayrılmanın sevinciyle, evine dönmek
üzere müsaade istedi.
""Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen gerçeklik ilmidir. İnsanın daha mutlu ve başarılı olması için deneyimlerden yola çıkarak, stratejiler üreten bir öğretidir.
“İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, en büyük dostu ve düşmanı hiç değişmedi... Aynada ki kişi...Tek başına neler yapabileceğini keşfet;"
Yahya Hamurcu


8 Yorumlar
Problem sandığı kadar küçük olmayabiliyor ya da çözüm o kadar zor...
YanıtlaSilProblem çözerken basitten başlamak insanı çözüme götürür
YanıtlaSilGerçekten de basite disiplin olmak insanın küçümsediği ve uygulamada tökezlediği bir nokta. İnsan baştan her şey tam olsun, hızlı olsun derken iş yükünün altında eziliyor. Halbuki ufak ufak atılan her adım insanı amacına yaklaştırırken hemen her şey iyi olsun istemek insanın motivasyonunu kaybetmesine sebep olabiliyor. Yazı çok akıcı bir dille yazılmış 👏🏻
YanıtlaSilHer zorun kolaylaştırılmış hali.. Ne kadar güzel.. Aslında insan isterse hedefine ulaşmak zor değil..
YanıtlaSilBüyük değişimler küçük adımlarla başlar…
YanıtlaSil“Büyük değişimler küçük adımlarla başlar”
YanıtlaSilYapabileceklerine insanın yönelmesi insanı başarıya yaklaştırıyor.
YanıtlaSilİnsanın gözünde büyüttüğü şeyler hiçte göründüğü gibi olmuyor.
YanıtlaSil